TAHSİLLİ OLANLAR
DİNSİZ Mİ ?
Diyanet İşleri Bakanlığının çıkarmış olduğu ve de okullara
parasız olarak dağıtılan dergide ‘’ tahsil
ile dindarlık arasında ters bir ilişkiden bahsedilebilir. Seküler ( DÜNYEVİ, çağa uygun, dinden bağımsız) alanlarda
yüksek tahsil yapmanın genel anlamda dindarlık, özelde dini inanç ve ibadetler
üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir.’’
Yukarıdaki bu yazı, beni yine çok eskilere götürdü. Rahmetli eniştem,
teyzemin kocası aklıma geldi. Eniştem ve ailesi, dinin bu derece
yozlaştırılmadığı, günümüzdeki kadar siyaset malzemesi yapılmadığı,
başörtüsünün belki işe girebilirim diye takılmadığı, taytlarla ve ağır
makyajlarla kombin edilmediği dönemlerde dindar ve muhafazakâr bir yaşam tarzı
sürerlerdi. Hacıya gitmenin moda ve turistik gezi sayılmadığı dönemlerde genç
bir yaşta eşi ile Hacı ‘ya giderek bu mertebeye ulaşmışlardı. Onlar İslam dinine uygun bir şekilde
israftan, haramdan uzak, gösterişten uzak bir şekilde yaşamlarını
sürdürürlerdi.Maddiyattan yana problemleri olmadığı halde.
50’li yıllarda lise mezunu bir gençti eniştem. Defter,
kitaplarını, dergilerini yıllarca saklamış, o dönemin tahsillisi sayılan dümdüz, doğrucu bir adamdı. Kızı liseyi
bitirip üniversiteye gitme zamanı geldiğinde, biricik kızını elinden tutup şehir şehir
gezdirmişti üniversitelerin yetenek sınavına girebilmesi için. Biricik kızını elinden
tutup üniversite, üniversite gezdirmişti yetenek sınavlarına girebilmesi için. Tahsilli
olsun, okuyup erkek eline bakmasın diye, ayakları üzerinde durabilsin diye.
Saygı duyduğumuz bir insandı, bu hareketiyle gözümde değeri
kat be kat artmış ve de bu davranış biçimiyle bizleri hayli de şaşırtmıştı. Bize uhrevi
dünya ile seküler dünyanın bir arada olabileceğinin en güzel kanıtıydı.
Takdirlerimin değerini şimdi daha çok anlıyorum ve o tip dindar insanları
özlüyorum.
Diyanet İşleri Bakanlığının sözlerini duyan, üniversitelerin
seküler bölümlerinden mezun olan yüzlerce AKP’ li siyasetçi, mecliste yer alan
milletvekilleri, ( Binali Yıldırım' da dahil bir çok mühendis, dr milletvekilleri...) ya da,
şu anda üniversitelerde okuyan binlerce başörtülü kız öğrenci bu yazıya tepki gösteremez miydi? Siz ne demek istiyorsunuz, bizler varız burada, diye.
Örneğin, Selçuk Bayraktar Sayın C.Başkanımızın damadı. Bir mühendis. Elektronik ve Haberleşme Mühendisi. Ayrıca Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı M.H. Üyesi , diyor ki:'' festivalimizin mottolarından bir tanesi kızım astronot olsun, oğlum uzaya gitsin, dedelerin aklı havada olup, dedelerin izinde olanların festivali. Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların festivali'' diyebilen bir insan.
Tahsilini ve dindarlığını sorgulamamız mümkün mü, haşa!
Tahsilini ve dindarlığını sorgulamamız mümkün mü, haşa!
Ama sevgili arkadaşlarım, tık yok, tık yok. Derin bir
sessizlik. Çünkü amaç din ve inanç ile ilgili değil zira. Bunu herkes biliyor,
onlarda biliyor. Amaç daha marjinal kesime, din odaklı yaşayan kesime bakın biz
buradayız, rahat olun, oylar yolunu şaşırmasın, diye iç rahatlatıp, talana,
yalana, dolana devam etmek. Her nabza şerbet dağıtmak ve de bu kişiler sayesinde seküler hayatlarını doyasıya yaşamak.
Eminim ki eniştem yaşıyor olsaydı, bu sözleri söyleyenlere,cevap bile vermez ve de şu anda tahsil yapan torunlarıyla da gurur duyardı.
Saygıyla anıyorum, onu ve onun gibi, dinini en güzel biçimde
özelinde yaşayan, bu dünya için de bilginin peşinde kapı kapı gezen insanları…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder