9 Ocak 2019 Çarşamba

AVANAK AVNİ





AVANAK AVNİ

Ruh sağlığınız iyi mi?
Her şey yolunda mı?
Çok huzurlu ve mutlu musunuz?
Geleceğinizden hiç endişe duymuyor musunuz?

O zaman bir ruh doktoruna(eski tabirle) görünmenizde fayda var sevgili dostlar.

Yaşadığımız dünyada 1,6 MİLYAR ton gıda israfı yapılırken, 870 milyon kişinin açlıkla boğuştuğu, her gün 15 bin çocuğun öldüğü, dünyanın enerji kaynaklarının hızla tükendiği, buna karşılık silah ve nükleer silahlanmanın son 10 yılda %50 oranında arttığı, besin kaynaklarının tamamen hormonlu ve yapay üretime dönüştürüldüğü, teknolojik gelişimlerin hem beden, hem psikolojik etkilerinin çocuklarda geri dönülmez hasarlara yol açtığı,
Hala insanların din, dil, ırk olarak ayrıştırıldığı, hala çıkarlar için sömürge düzeninin devam ettiği bir dünyada endişe duyulmuyorsa bir ruh doktorundan randevu almanın zamanıdır.


Kısacık bir sürede cehenneme dönen bir Ortadoğu’dan,  cehennemin öbür parçası olan bir Güneydoğu’dan, hala Kürtçe tartışmalarının, hala özgürlüklerin yok olmasından, hala onlarca gazetecinin tutuklanmasından, hala muhalefet yapanın terörist olmakla suçlanmasından, hala hiçbir AKP’linin ya da hiçbir siyasetçinin Fetöcü olarak tutuklanmamasından, hala anası, babası, danası, baldızı, eniştesi, Kavakçısı, Meşelisinin mevkilere yerleştirilmesinden, hala kurultay toplayıp, kaç seçim kaybedip hala koltuğunu işgal edenlere katlanmaktan, hala iktidarın bu kadar yıpranmasına karşın oy oranını zerrece arttıramayıp bir de dokusu tutmayacak olanlarla ittifak yapanlardan, hala kılık kıyafetle uğraşanlardan,


Hala eğitim sisteminin yerle bir olmasından, hala Turizm Bakanının imar barışına başvurmasından, kaçak otellerinden, din adamlarının iğrenç cinsellik kokulu fetvalarından rahatsız değilseniz, bunları okuyup, duyup huzurluysanız, randevu almanın zamanıdır.


Ülke minicik çocuklara tacizcilere boğulmuşken, yurtlarda küçücük kızlar yanıp tutuşurken, binlerce genç şehit olurken din ve vatan ile sizin oylarınıza talip olanlardan şikâyetçi değilseniz randevu zamanı çoktan geçmiştir.

Eğer huzurluysanız, eğer memnunsanız, eğer korkmuyorsanız normal olan siz değilsiniz belki de.

Normal olanlar bu yaşananlardan korkanlar, endişe duyanlar, rahatsız olup da  kafayı sıyırmış olanlar belki de. Biraz kaba tabirle.
Katlanamayıp bu yaşananlara dünyada ya da ülkesinde, ya da mahallesinde, ya da ailesinde, o ince çizgide öte tarafa, normal olmayana kayıverenler normaldir belki de.

Normal olan belki de AVANAK AVNİ heykelini çalan G.T’dir.

Ailesi ile çatışıp, bir de psikolojik tedavi gördüğü için hap alıp sokaklara çıkan, daha önce de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkların'da tedavi gören  G.T adlı kişi AVANAK AVNİ heykelini çalıp evine götürmüş. Ama bir dakika, bir sorun bakalım, niye götürmüş, diye.

‘’Heykel çok hoşuma gitti. Komik görünüyordu. Heykeli tanımıyordum. Bana gülümsüyordu. Koşarak gidip sarıldım. Heykel sarsıldı. İçimden bir ses bana, al bunu, eve götür, dedi. Ben de hiçbir şeye sarmadan, aldım metrobüse binip eve götürdüm. BENİM HİÇ ARKADAŞIM YOKTU. Onun için aldım’’


AVANAK AVNİ, Oğuz Aral’ın, gırgır dergisinde yarattığı ünlü çizgi kahraman. Yıllar geçse de konuşmayı öğrenemeyen, ama konuşmadan da derdini anlatan DIGIL DIGI AVNİ, bir gecekondu mahallesi çocuğu. Dalga geçilen, adam yerine konmayan ama hiç bir zaman  yenilgiyi kabullenmeyen ve de  bir şekilde hakkını elde eden AVNİ. ODTÜ’lü gençlerin tişörtlerinde sol elini havaya kaldırıp, sert mi sert bakan ‘’ ÖZGÜR ÜNİVERSİTE İÇİN MÜCADELE ET’’ pankartı taşıyan, sonra da Orta Amerika ve Avrupa’da antifaşist gençlik örgütlerinin sembolü haline gelen AVNİ. Saf, temiz, yalansız, dolansız, yeri gelince isyankar, devrimci, mücadeleci, dost, arkadaş AVNİ


Söyleyin bakalım bu figüre sarılan ve onu arkadaş seçen G.T ‘ mi daha normal,

Yoksa tüm yukarıda yaşananlara tepkisiz kalıp, uyuşmuş vaziyette seyreden bizler mi normal?

YORUM SİZİN.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder