AVANAK AVNİ
Ruh
sağlığınız iyi mi?
Her şey
yolunda mı?
Çok huzurlu
ve mutlu musunuz?
Geleceğinizden
hiç endişe duymuyor musunuz?
O zaman bir ruh
doktoruna(eski tabirle) görünmenizde fayda var sevgili dostlar.
Yaşadığımız dünyada 1,6 MİLYAR
ton gıda israfı yapılırken, 870 milyon kişinin açlıkla boğuştuğu, her gün 15 bin
çocuğun öldüğü, dünyanın enerji kaynaklarının hızla tükendiği, buna karşılık
silah ve nükleer silahlanmanın son 10 yılda %50 oranında arttığı, besin
kaynaklarının tamamen hormonlu ve yapay üretime dönüştürüldüğü, teknolojik
gelişimlerin hem beden, hem psikolojik etkilerinin çocuklarda geri dönülmez
hasarlara yol açtığı,
Hala insanların
din, dil, ırk olarak ayrıştırıldığı, hala çıkarlar için sömürge düzeninin devam
ettiği bir dünyada endişe duyulmuyorsa bir ruh doktorundan randevu almanın
zamanıdır.
Kısacık bir
sürede cehenneme dönen bir Ortadoğu’dan,
cehennemin öbür parçası olan bir Güneydoğu’dan, hala Kürtçe
tartışmalarının, hala özgürlüklerin yok olmasından, hala onlarca gazetecinin
tutuklanmasından, hala muhalefet yapanın terörist olmakla suçlanmasından, hala hiçbir
AKP’linin ya da hiçbir siyasetçinin Fetöcü olarak tutuklanmamasından, hala anası,
babası, danası, baldızı, eniştesi, Kavakçısı, Meşelisinin mevkilere
yerleştirilmesinden, hala kurultay toplayıp, kaç seçim kaybedip hala koltuğunu
işgal edenlere katlanmaktan, hala iktidarın bu kadar yıpranmasına karşın oy
oranını zerrece arttıramayıp bir de dokusu tutmayacak olanlarla ittifak
yapanlardan, hala kılık kıyafetle uğraşanlardan,
Hala eğitim
sisteminin yerle bir olmasından, hala Turizm Bakanının imar barışına
başvurmasından, kaçak otellerinden, din adamlarının iğrenç cinsellik kokulu fetvalarından
rahatsız değilseniz, bunları okuyup, duyup huzurluysanız, randevu almanın
zamanıdır.
Ülke minicik
çocuklara tacizcilere boğulmuşken, yurtlarda küçücük kızlar yanıp tutuşurken,
binlerce genç şehit olurken din ve vatan ile sizin oylarınıza talip olanlardan şikâyetçi
değilseniz randevu zamanı çoktan geçmiştir.
Eğer
huzurluysanız, eğer memnunsanız, eğer korkmuyorsanız normal olan siz değilsiniz
belki de.
Katlanamayıp
bu yaşananlara dünyada ya da ülkesinde, ya da mahallesinde, ya da ailesinde, o
ince çizgide öte tarafa, normal olmayana kayıverenler normaldir belki de.
Normal olan
belki de AVANAK AVNİ heykelini çalan G.T’dir.
Ailesi ile
çatışıp, bir de psikolojik tedavi gördüğü için hap alıp sokaklara çıkan, daha önce de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkların'da tedavi gören G.T adlı
kişi AVANAK AVNİ heykelini çalıp evine götürmüş. Ama bir dakika, bir sorun
bakalım, niye götürmüş, diye.
‘’Heykel çok
hoşuma gitti. Komik görünüyordu. Heykeli tanımıyordum. Bana gülümsüyordu.
Koşarak gidip sarıldım. Heykel sarsıldı. İçimden bir ses bana, al bunu, eve
götür, dedi. Ben de hiçbir şeye sarmadan, aldım metrobüse binip eve götürdüm.
BENİM HİÇ ARKADAŞIM YOKTU. Onun için aldım’’
AVANAK AVNİ,
Oğuz Aral’ın, gırgır dergisinde yarattığı ünlü çizgi kahraman. Yıllar geçse de
konuşmayı öğrenemeyen, ama konuşmadan da derdini anlatan DIGIL DIGI AVNİ, bir gecekondu
mahallesi çocuğu. Dalga geçilen, adam yerine konmayan ama hiç bir zaman yenilgiyi kabullenmeyen ve de bir şekilde hakkını elde eden AVNİ. ODTÜ’lü gençlerin tişörtlerinde sol elini havaya kaldırıp, sert
mi sert bakan ‘’ ÖZGÜR ÜNİVERSİTE İÇİN MÜCADELE ET’’ pankartı taşıyan, sonra da
Orta Amerika ve Avrupa’da antifaşist gençlik örgütlerinin sembolü haline gelen
AVNİ. Saf, temiz, yalansız, dolansız, yeri gelince isyankar, devrimci, mücadeleci, dost, arkadaş AVNİ.
Söyleyin bakalım
bu figüre sarılan ve onu arkadaş seçen G.T ‘ mi daha normal,
YORUM SİZİN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder