15 Ağustos 2018 Çarşamba

EKONOMİK KRİZLER VE BABAMIN DÜKKANI





EKONOMİK KRİZLER VE BABAMIN DÜKKANI 

Dalgalı denizleri hiç sevmem.
Dalgaların yıkıcı etkisi korkutur beni.

O koca dalgalarda kaybolur gider birçok vücut, vurur sonra bir kıyıya, yine bir dalganın eteğinde. Şişmiştir bedeni, tanınmaz bir haldedir o masum ve şaşkın suratı.''ne oldu bana '' der gibi.

O koca dalgalarda parçalanır sandallar, balıkçı ağları,
Evlerde bekleyen gözü yaşlı kadınlar.
Okyanuslarda ise koca koca gemiler,
Yıllar sonra batık olurlar diplerde, hayalet gemilere dönüşürler. Gemicilerin ruhları dolaşır o yüzden derinlerde.



Dalgalı denize güvenilmez, dalgalı deniz ile şaka olmaz.

Dalgalı ruh hallerini de sevmem ben.

Yorar beni her daim ruh durumu değişenler, psikolojisi dalgalanan insanlar.

Gerilirim onların yanında,
‘’Ne hissediyorlar şimdi acaba’’
Eyvah asabi mi, ah ne güzel şimdi neşeli…
Kaç git, yok ol, dalgaların esiri olma…


Hele ki hele ki dalgalı kurları, hele ki dalgalı faizleri, hele ki dalgalı ekonomiyi hiç mi hiç sevmem.

Her ekonomik dalgalanma, her ekonomik kriz sanki bir dalgalı deniz.

Bir emekli adama ne der ki dalgalar değil mi?
Belki yakından ıslatır biraz.

Ama ne var ki hep babamı hatırlatır bana dalgalar.86’lı yıllar…

Dalgalar yıkıyor insanları,  ama daha çok bu pis denizlerde yüzme bilmeyenleri, bu kaypak ortamlarda savunmasızları…

İşte o yıllar, dalgalı ekonomik modeller.
Devalüasyon’lu zamanlar.

Borçlar, paranın birden pul olduğu zamanlar,
Babamı hatırlatır bana

 Babasından kalan mobilya dükkânını elden çıkarmak zorunda kalışını  hatırlatır bana.

Genç kızlara pembe hayaller kurduran o güzel oymalı cevizden yapılmış çeyiz sandıklarının yok oluşunu hatırlatır bana.
Yeni evlilerin dükkâna gelip, parlayan gözlerle, kol kola ,( kol kola girerdi çiftler o zamanlar ) çok beğendiği kadife, uçları püsküllü koltuk takımlarını hatırlatır bana.



O zamanların meşhur Isparta halılarını hatırlatır bana.

Üzerinde dolapları bulunan çekme divanları hatırlatır bana.


Ve bunların hepsini bir arada barındıran o iki katlı dükkâna kilit vurulmasını hatırlatır bana.

Devalüasyon’lu, dev dalgalı yıllar…

Hayatı boyunca, her sabah o dükkânı ‘’bir haram lokma ‘’geçirmemek üzere açmış,
Her gece, üşenmeden açık bıraktığı vitrin ışıklarını kapatmaya giden,

Dükkânına kilit vurduktan sonra bile, alamadığı borçları bir kalemde silen,

Paradan anlamayan,
Dalgaları oyun sanan,
Babamı hatırlatır bana.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder