5 Temmuz 2018 Perşembe

BÜTÜN OKLAR CHP' ye






BÜTÜN OKLAR CHP’ye ….

Sanki yaz gelmek istemedi bu yıl, gelmek için nazlandı sanki, gelene kadar ha bire gözyaşı döktü. Birden başladı ağlamaya, gözyaşları insanları hazırlıksız yakaladı, sırılsıklam olup kaçıştı yazlıkçılar sokaklarda, deniz kıyısında. Önce doyasıya nemlendirmiş toprağı, önce bir ferahlatmış insanı ki şimdi rahatça kavurabilsin sıcağı ile.


Sıcaklar başladı, yağmurlar gibi sıcaklar da bir başka. Kavuruyor, nefes aldırmıyor. Mikro mikro değişiyor dünya, bir buzul kütlesinde gördüğümüz beyaz ayı, belki hala o buzulun üstünde, ama eriyor o buzul kütlesi molekül molekül. Eninde sonunda düşecek o beyaz ayı suya, basacak buzulu bile kalmayacak yakında.


Biz de ülkemizde bastık mührü sandıklara, Topraklarımız erimesin, yok olmasın, yaşayacak bir vatanımız olsun diye. Ama huzurla, ama refahla, ama birlikte, ama beraberce, ama elele, ama içimiz rahat, ama göğsümüzü gere gere…


Seçim sonrasında yazacak çok şey vardı aslında,

Aslında,

Yüzlerce yazı yazdım da, sildim,
Binlerce cümle kurdum da, sildim,
On binlerce kelime kullandım da yine sildim.
Düşüncelerim, yazdıklarım, söylediklerim beni bile sıktı,
Ben bile sıkıldım papağan tekrarlamalarımdan.

Ne yazsaydım ki, ne yazabilirdim ki bildiğimiz şeylerden başka, 

Adil olmayan bir seçime gidildiğini biliyorduk,
Bu seçime giderken bir c.b. adayı hapiste, daha mahkemesi olmadan tutuklu,
Bu seçime giderken OHAL gibi bir olağanüstü sistem var, devletin elinde,
Bu seçime giderken devletin bütün katmanları iktidarın elinde,

Bunları mı yazsaydım, tekrarlasaydım.

Ama bilmiyor muyduk ki bunları, bile bile, kuzu kuzu gitmedik mi oy vermeye, bu demokrasi ise demokrasinin gereklerini yerine getirmeye…

Bunları mı yazsaydım,

Karamollaoğlu ile Akşener ile gerçek CHP’ nin , çizgisi şaşmamış  bir sosyal demokrat Chp’nin, demokratik ve laik ve özgür bir Türkiye düşleyen bir  Chp’nin işi olmaz, yakışmaz mı yazsaydım?

Ya da ‘’bekleyin,kazanıyoruz,  AA seçim sonuçlarını  manipülasyon yapıyor’’, diye diye seçmenini umutla bekleten, sonra da sırra kadem basıp, yok olan ve kimi ertesi gün, kimi 2 gün sonra, kimi 3 gün sonra ortaya çıkan’’ keşke ortaya hiç çıkmasalardı’’ diye düşündüğüm liderleri mi yazsaydım,

Milyonlarca seçmeni ekran başında beklerken, bir haber spikeri arkadaşına ‘’adam kazandı ‘’ diyebilen ve o anda kendisine güvenen insanlardaki hayal kırıklığını düşünemeyen bir politikacıyı mı yazsaydım?

Bunu bile akıl edemeyenler halkın beklentilerine nasıl cevap verecek diye mi yazsaydım?

Seçim bitmiş, İYİ PARTİ ve SP sözcüleri bile ’’ ittifak ömrünü tamamladı ‘’ derken,
CHP sözcüsü B. Tezcan’ın hala ‘’ seçim bitse de, demokrasi ve hukuk inşa etme konusunda ittifak'ın iradesi devam edecektir ‘’ demesini mi yazsaydım,

Ya da CHP sözcüsünün seçim gecesi CHP’ li seçmene o kadar umut vaat edip, umutlar fos çıktığı halde, hala ekranlarda hangi yüzle konuştuğunu merak ettiğimi mi yazsaydım,

Ah arkadaşlarım, hangisini yazsaydım?

İnce’nin kaçırılma komplo teorilerini mi, tehdit edilme teorilerini mi,

Seçim sonrası CHP içinde kazanın kaynamaya başlamasını mı,


13 seçim kaybetmiş Kılıçdaroğlu’nun ‘’ koltuk sevdalısı olanların bu partide yeri yoktur’’ demesini mi,

Hangi birini yazsaydım?

Aslında yine ve her daim kaybedenin CHP seçmeni olduğunu mu yazsaydım?

Partilerinin bütün yanlışlarını, eksiklerini görmelerine rağmen partiye sahip çıkmalarını mı yazsaydım,

''Oyları çalıyorlar ama'' diyenlere, ‘’çaldırmayın kardeşim, ülkeyi yönetmeye talipsiniz ya ‘’ mı deseydim,

Hindistan ‘da 1962’den beri girdiği her seçimi kaybeden 78 yaşındaki Shyam Babu Subudhi’ nin dünyada en çok seçim kaybeden lider olduğu söylenirken,
CHP’ ye de ‘’bu rekoru kırmaya aday mısınız?’’ Diye mi sorsaydım ve yazsaydım ?

BİLMİYORUM Kİ NE YAZSAYDIM ?



‘’Gitmek gerekir bazen,
Fazla yormadan,
Daha çok bıktırmadan,
Eğer vaktiyse,
 ardına bile dönüp bakmadan.
                                  CanYücel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder