BÜTÜN OKLAR
CHP’ye ….
Sanki yaz
gelmek istemedi bu yıl, gelmek için nazlandı sanki, gelene kadar ha bire gözyaşı
döktü. Birden başladı ağlamaya, gözyaşları insanları hazırlıksız yakaladı,
sırılsıklam olup kaçıştı yazlıkçılar sokaklarda, deniz kıyısında. Önce doyasıya
nemlendirmiş toprağı, önce bir ferahlatmış insanı ki şimdi rahatça kavurabilsin
sıcağı ile.
Sıcaklar
başladı, yağmurlar gibi sıcaklar da bir başka. Kavuruyor, nefes aldırmıyor.
Mikro mikro değişiyor dünya, bir buzul kütlesinde gördüğümüz beyaz ayı, belki
hala o buzulun üstünde, ama eriyor o buzul kütlesi molekül molekül. Eninde
sonunda düşecek o beyaz ayı suya, basacak buzulu bile kalmayacak yakında.
Biz de
ülkemizde bastık mührü sandıklara, Topraklarımız erimesin, yok olmasın,
yaşayacak bir vatanımız olsun diye. Ama huzurla, ama refahla, ama birlikte, ama
beraberce, ama elele, ama içimiz rahat, ama göğsümüzü gere gere…
Seçim sonrasında
yazacak çok şey vardı aslında,
Aslında,
Yüzlerce
yazı yazdım da, sildim,
Binlerce
cümle kurdum da, sildim,
On binlerce
kelime kullandım da yine sildim.
Düşüncelerim,
yazdıklarım, söylediklerim beni bile sıktı,
Ben bile
sıkıldım papağan tekrarlamalarımdan.
Ne yazsaydım
ki, ne yazabilirdim ki bildiğimiz şeylerden başka,
Bu seçime
giderken bir c.b. adayı hapiste, daha mahkemesi olmadan tutuklu,
Bu seçime
giderken OHAL gibi bir olağanüstü sistem var, devletin elinde,
Bu seçime
giderken devletin bütün katmanları iktidarın elinde,
Bunları mı
yazsaydım, tekrarlasaydım.
Ama bilmiyor
muyduk ki bunları, bile bile, kuzu kuzu gitmedik mi oy vermeye, bu demokrasi
ise demokrasinin gereklerini yerine getirmeye…
Bunları mı
yazsaydım,
Karamollaoğlu
ile Akşener ile gerçek CHP’ nin , çizgisi şaşmamış bir sosyal demokrat Chp’nin, demokratik ve laik
ve özgür bir Türkiye düşleyen bir Chp’nin işi olmaz, yakışmaz mı yazsaydım?
Ya da ‘’bekleyin,kazanıyoruz,
AA seçim sonuçlarını manipülasyon yapıyor’’, diye diye seçmenini
umutla bekleten, sonra da sırra kadem basıp, yok olan ve kimi ertesi gün, kimi
2 gün sonra, kimi 3 gün sonra ortaya çıkan’’ keşke ortaya hiç çıkmasalardı’’
diye düşündüğüm liderleri mi yazsaydım,
Milyonlarca
seçmeni ekran başında beklerken, bir haber spikeri arkadaşına ‘’adam kazandı ‘’
diyebilen ve o anda kendisine güvenen insanlardaki hayal kırıklığını
düşünemeyen bir politikacıyı mı yazsaydım?
Bunu bile
akıl edemeyenler halkın beklentilerine nasıl cevap verecek diye mi yazsaydım?
Seçim
bitmiş, İYİ PARTİ ve SP sözcüleri bile ’’ ittifak ömrünü tamamladı ‘’ derken,
CHP sözcüsü
B. Tezcan’ın hala ‘’ seçim bitse de, demokrasi ve hukuk inşa etme konusunda ittifak'ın iradesi devam edecektir ‘’ demesini mi yazsaydım,
Ya da CHP
sözcüsünün seçim gecesi CHP’ li seçmene o kadar umut vaat edip, umutlar fos
çıktığı halde, hala ekranlarda hangi yüzle konuştuğunu merak ettiğimi mi
yazsaydım,
Ah
arkadaşlarım, hangisini yazsaydım?
İnce’nin
kaçırılma komplo teorilerini mi, tehdit edilme teorilerini mi,
Seçim
sonrası CHP içinde kazanın kaynamaya başlamasını mı,
13 seçim
kaybetmiş Kılıçdaroğlu’nun ‘’ koltuk sevdalısı olanların bu partide yeri
yoktur’’ demesini mi,
Hangi birini
yazsaydım?
Aslında yine
ve her daim kaybedenin CHP seçmeni olduğunu mu yazsaydım?
Partilerinin
bütün yanlışlarını, eksiklerini görmelerine rağmen partiye sahip çıkmalarını mı
yazsaydım,
''Oyları
çalıyorlar ama'' diyenlere, ‘’çaldırmayın kardeşim, ülkeyi yönetmeye talipsiniz
ya ‘’ mı deseydim,
Hindistan
‘da 1962’den beri girdiği her seçimi kaybeden 78 yaşındaki Shyam Babu Subudhi’
nin dünyada en çok seçim kaybeden lider olduğu söylenirken,
CHP’ ye de
‘’bu rekoru kırmaya aday mısınız?’’ Diye mi sorsaydım ve yazsaydım ?
BİLMİYORUM Kİ NE YAZSAYDIM ?
‘’Gitmek gerekir bazen,
Fazla yormadan,
Daha çok bıktırmadan,
Eğer vaktiyse,
ardına bile dönüp bakmadan.
CanYücel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder