Ah şu sosyal Demokratlar, bir türlü ohh diyemiyorlar. Hep
sıkıntı, hep sıkıntı bu ülkede.Bir türlü kitleleri peşlerinden sürükleyebilecek
bir lider çıkaramıyorlar. Ecevitten beri diyelim haydi.
Ülkemizin parti skalasını incelesek, büyük bir çilekli pastanın en
büyük dilimini hep sağ ya da merkezler yiyor olarak görünür. Yazık değil mi
ama canı istemez mi diğerlerinin de daha büyük bir dilim pasta?
Şaka bir yana konjüktür bu, gerçekler bu, bu bir realite…
Acaba neden? Belki de çok basit, en çok bilinen bir iki sosyal demokrat ya da sol
parti etiketi aklımıza getirelim bakalım. Bunlar kominizm getirecek ya da din elden gidecek olabilir mi acaba?
Toprak reformu görüşülürken, Menderes ve arkadaşları Chp' yi
hem Bolşevik olmakla hem de nasyonel sosyalist olmakla suçlamışlar :
‘’toprağınızı elinizden alacaklar ‘’ ah zavallı bizler. En
çok bağıranlar toprak ağaları olmuş tabi ki. Aydın ‘ lı bir toprak ağası olan Menderes ve
arkadaşları başta olmak üzere.
İkincisi de din elden gidecek korkusu .1930' lu yıllarda
ezanın Türkçe okunmasına karar verilmesi bu etiketin yapışmasına sebep
olmuştur. Oysa 1950 seçimlerinden sonra Arapçaya dönüş Chp milletvekillerinin desteği ile olmuştur. Ama sağ ya da merkez diyelim partilerin bu etiketi kullanması herhalde
ilelebet sürecektir.
''Kaç nesil geçti'' diyeceksiniz,'' yeni gelen nesil nereden bilecek bu etiketleri ''diyeceksiniz de her daim, hiç susmadan hala bunları kullananlar sağolsunlar.
Bir de şükretme huyumuz var ki, bir lokma bir hırka yeter,
bulgurumuz ,tarhanamız köyden geliyor, aç açık değiliz ya. Yoksulluk sınırının altında kazancımız
ama, aman susun istikrar bozulmasın,
kardeşim sen de tiyatro, sinema, refah, bolluk talep et, çocukların en iyi
okullarda okusun iyi bir eğitim talep et,
yok yok büyüklerimiz sağolsun, onların çocukları okuyor ya … Onlar refah
içinde yaşıyor ya, yeter bize.
Sosyal demokratların işi zor. Önce yaftaları silecek, sonra da talep ettirecek refahı,
zenginliği …
Sosyal demokratların işi zor,zira sırtında bir çok kambur. Hatta kambur
üstüne kambur.
Bu kadar kamburun üzerine bir de lider sıkıntısı eklenmez
mi?
Biz lidere taparız.
O bir gecede değiştirebilir eğitim sistemini,
O bir gecede değiştirebilir para birimini,
Bir gecede karar verebilir savaşlara, ya da artık diyebilir dönelim
barışa …
O yanılabilir, yanlış anlayabilir, kandırılabilir ,ama olsun halka yol yapmıştır.
O yanılabilir, yanlış anlayabilir, kandırılabilir ,ama olsun halka yol yapmıştır.
Yolsuzluk yapılıyorsa bir sebebi vardır, sarayda oturuyorsa
tabi ki hakkıdır, çocukları iktidarda ise , gayet normaldir.
İşte CHP böyle bir lider çıkaramamıştır. Sende yap kardeşim
bir şeyler, halkımızın hoşlandığı türden.
Arada bir sarılır denize düşen yılan misali, Baykallara, Kılıçdaroğluna, Muharrem İncelere hatta hatta ekmek için Ekmeledddine.
Aslında herkesin hem fikir olduğu bir lider vardır amma velakin
artık çok geç denilecek isimdir, Büyükerşen.
Sağcısı, solcusu, milliyetçisi, dincisi saygı duyar Büyükerşen'e.
Çünkü yaptıkları ortadadır. Henüz dönmüştür bu satırları yazan kişi Eskişehirden'de. Görmüştür Büyükerşen'in yaptıklarını. Yoktan yaratmıştır bir şehri,
mutlu etmiştir Eskişehirlileri
Onun elinin değdiği bir Türkiye hayal ettim. Ekonomist,
akademisyen, sanatçı,belediyeci, eee daha ne olsun ki ?
Hiçbir şey yapamazsa, bu ülkenin insanlarının balmumu
heykellerini yapar da, gelecek nesiller
görür bu ülkeyi kim mahvetti diye, hiç olmazsa.
Lafı nereye bağlayacağımı görünce çok şaşıracaksınız, ''ama
hocam bütün bu girizgah bu iki resim için miydi , yok artık'' diyeceksiniz .
Vallahi ben de anlamadım, nereden nereye geldim :)
Vallahi ben de anlamadım, nereden nereye geldim :)
İşte buyurun uzun
lafın özeti…
ESKİŞEHİR' DE BİR WC... yeşil ile kamuflaj, sanatcı bir belediye başkanının eseri
BANDIRMA'DA BİR WC.. tarihi bir caminin bahçesinde yer alan, gözümüze batırılan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder