28 Kasım 2020 Cumartesi

 


BOŞLUKTA

Yağmurun çatıya vuran sesi uyandırmıştı onu. Yatağının içinden çıkınca evin içi serin geldi. Sarıçiçekleri solmuş pijamalarını çıkarmadı. Anneannesinin ördüğü yeşil yeleği de üstüne geçirdi. Bir ters, bir düz, bir ters, bir düzdü lastikleri. Obez kedisi de girdi yeleğin içine. Oturdular sokağa bakan camın önündeki geniş mermere.  

Yağmur damlaları cama vurup ince şeritlere dönüşüp çerçevenin çatlaklarından içeriye sızmaya çalışıyorlardı. İzin vermeyeceğim, deyip sehpanın üzerindeki örtüyü uzattı çerçevenin önüne. Ne de uysaldılar, Geri döndü damlalar hiç itiraz etmeden, başka yol seçtiler kendilerine.

Başını cama yasladı. Boş boş bakmak istiyordu dışarıya bugün.  İçindeki çay yeni bitmiş ince belli boş bir çay bardağı olmak istiyordu.  İşe yaramaz dikişleri sökülmüş bomboş bir cüzdan.

Hiç bir şeye anlam yüklemeden, çok abartmadan, kahretmeden, cebelleşmeden sadece boş boş bakmak istiyordu camdan.

Ne durakta servis bekleyen kadının sökük mantosunu

Ne genç bir kadının kolunda sürüklenen yaşlı adamın geçmişini

Ne her gün minik köpeğini gezdiren sarı saçlı kızın nasıl olup da hep aynı saatte buradan geçebildiğini

Ne de çöp toplayıcıların ıslak yoluk saçlı küçük kızının çıplak ayaklarının üşüyüp üşümediğini

Ağzında, burnunda, çenesinde, kolunda maskeyle gezen insanların ruh halini

Ne de acı acı sireniyle hızla giden ambulans şoförünün o anda ne düşündüğünü,

 Bilmek istemiyordu.

O sadece camdan bakmak istiyordu.

Ama pencere gülü misali  romantik bir kadın da olmak istemiyordu.

Ya da hüzünlü…

Ya da yalnız…

Dalgın bir kadın da olmak istemiyordu.

O sadece hiçlikle el ele vermiş bir kadın olmak istiyordu.

Sadece bakmak istiyordu camdan.

Bir ters bir düz lastikli yeleğine sarılıp boş boş bakmaktı yegâne arzusu.

Hatta boşlukta kaybolmak belki de.

O sırada saçları örgülü bir kız çocuğu camın önüne gelip durdu.  Kadının hiç hoşuna gitmedi seyredilmek,  git işareti yapıyordu, dil çıkarıyordu ama çocuk tınmıyordu bile. Kendisiyle hiç ilgilenmiyor kediyi camdan okşamaya çalışıyordu sadece.   Sonra dönüp durakta bekleyen adama seslendi.

Baba gelsene buraya,  bak,   yeşil bir yelek giymiş kedi oturuyor camda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder