20 Haziran 2018 Çarşamba

SEÇİME DOĞRU-2-







SEÇİME DOĞRU -2-

Bir gazeteci mi demişti, bir sanatçı mı ya da duyduğum ya da uydurduğum bir cümle de olabilir:

’’ ben Erdoğan’ın demokrat olma ihtimalini sevdim’’ 

İşte dün sorduğum soruların cevabı belki de bu cümlede gizlidir.

Kocaman bir hayal kırıklığıdır 2007 ve sonrası ve de sonrası.
Kronoloji gözetmeden, tamamen ilk aklımıza gelenlerle ya da aklımızda ve yüreğimizde ya da vicdanımızda ya da gözyaşlarımızla yer eden olaylarla hatırlarsak olayları birer birer, atlayarak, unutarak…

Unutmadıklarımıza da dokunaraktan :

Ergenekon ve Balyoz davaları,
KCK davaları,
Gezi olayları,
Komşularımızla sıfır sorundan, Esad’dan ESED’E geçişler,
Ayakkabı kutularında paralar,
Oğlu Bilal ile tapelerden sızan ‘’paraları sıfırlama’’lar
Bakanlarının yolsuzlukları,
Man adaları paracıkları,
Binalinin binlerce gemicikleri,
Güneydoğuda şehirlerde kazılan tüneller,
Suruç’ta patlamalar,
Uludere, Aktütün baskınları, Çözüm süreci deyip, sıra sıra tabutlar,
Berkinler, İsmailler, çocuklar ölmesin diyenler,
Soma'da nefessiz kalanlar, kirli ayaklarını sedyeye koyamayanlar, 
Cengiz Holdingler, millete küfür edenler, yine de ihaleleri kapanlar,
Halk ''HAYIR'' dedikçe verilen göz dağları, korku tünelleri, 
Ankara, İstanbul… Tüm şehirlere yayılan terör saldırıları,
Irak, Membiç, Afrin, Suriye… Kara ve hava harekâtları,
Yıllarca besledikleri ve özledikleri,bir tek fotoğrafı olmayan tüm muhalefeti fetöcü saysa da,kolkola,dizdize fotoğraf verdikleri Fetullah Gülenin FETÖ oluşu,
Kendisine eleştiri yönelten ve hesap sormaya kalkanlara TERÖRİST damgası,
Silah yüklü tırlar,  bunları ortaya çıkaranların vatan haini sayılmaları,
Yüzlerce gazetecinin, yüzlerce öğretim üyesinin, sırf düşünceleri nedeniyle tutuklanmaları veya işten atılmaları,
Tüm yazılı basın ve görsel medyanın ele geçirilip tek yanlı yayın yapmasının sağlanması,
Onlarca, yüzlerce taciz olayları ile ülkenin sarsılması, ciddi bir ahlak çöküntüsü,
yurtlarda yanan çocuklarımız, onların çığlıkları ile uyanılan geceler, geceler, 
Ekonominin çöküşü,
Doların, eoruonun fırlaması,
İşsizliğin tavan yapması,
Yatırımların, tarım ve hayvancılığın, üretimin sıfırlanması,
Buna karşın saray üstüne saray inşaatı,

Siz de sıralayın  aklınıza gelenleri bir çırpıda,
 Biter mi  hiç yılların hesaplaşması, tek tek yazmakla.
16 yıl kim iktidarda kalırsa kalsın, kendine hayranlığı, önlenemez narsizme dönüşeceği aşikârdır.


 ‘’Ben ne yaparsam yapayım, arkamdadır halkım.’’

’ Ben ne kadar başarısız olursam olayım, onlar bilir ki dış güçlerdir altımı oyanlar’’

’Onlar inanır bana, kim benim için kötü bir şey söylüyorsa, amacı beni yok etmektir’’

’ben onların yol göstereni, ben onların babası, ben onların abisi, ben onların kardeşi, her şeyiyim’’

’ben onların sigarasını bıraktıran, alkolüne karışan,  üç çocuk doğurtan, kürtajı yasaklayan, kısaca hayatını şekillendirenim’’

BEN,BEN, BEN…

’Saraylar yaptırırım benimle anılacak, camiler yaptırırım arkamda bırakacak’’

Kemik kitlesi  böyle düşünecek, normaldir, aşk ile kalp ile bağlanmaktır bu.

Ama şu da düşünülemez mi?

Bu 16 yılda bu olaylara karşı hiç mi önlem alınmaz?

Kalpten bağlandığın adam ya da parti hata üstüne hata yapmış,
Hadi diyelim ki, hep kendisine komplolar kurulmuş,
Bütün istihbarat elinde, Güçlü Türkiye’nin Güçlü Başbakanısın ya da Cumhurbaşkanısın mademki, nasıl bir güçlülüktür ki bu, hiçbir şeyin farkına varamayıp, hiçbir önlem alamayıp, darbelerle, ekonomik bunalımlarla Türkiye’yi batağa sürüklüyorsun?

Daha önceki dönemlerde Türkiye’de  enflasyon fırlayınca, dolar alıp başını gidince hükümetlere koca koca ilanlarla gözdağı veren işadamları nerdedir şimdi acaba?

Evinizin direği babanızı dış güçler, yani  arkadaşları ya da çevresi veya komşuları  diyelim ki kumara, alkole alıştırıyor ve babanız ailenizi maddi ve manevi batağa sürüklüyor. Babanızı uyarmaz mısınız ya da bu gidişata bir dur demez misiniz? ‘’ ya da ‘’ onu eleştirince size hain evlat derse’’ üzülmez misiniz? Ama onun suçu yok, dış güçler mi dersiniz? Ya da nereye kadar dersiniz’’

Koskoca bir 16 yıl.

Kim ne derse desin Erdoğan misyonunu tamamlamıştır.
Seçilip seçilmemesi önemli değildir artık.
İşi zordur, karşısında kendine güvenen, toparlanmış ve de sıkılmış bir halk kitlesi vardır.

’ben Erdoğan’ın demokrat olma ihtimalini sevdim’’,

İşte o bir ihtimalmiş.
O ihtimali düşünenlerde yok artık.

Erdoğan sadece kendisini ağabey, kardeş, baba gibi sevenlerle baş başa.
Bu da ona yetecek mi acaba?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder