SEÇİME DOĞRU -2-
Bir gazeteci
mi demişti, bir sanatçı mı ya da duyduğum ya da uydurduğum bir cümle de
olabilir:
’’ ben Erdoğan’ın demokrat olma ihtimalini
sevdim’’
İşte dün
sorduğum soruların cevabı belki de bu cümlede gizlidir.
Kocaman bir
hayal kırıklığıdır 2007 ve sonrası ve de sonrası.
Kronoloji
gözetmeden, tamamen ilk aklımıza gelenlerle ya da aklımızda ve yüreğimizde ya
da vicdanımızda ya da gözyaşlarımızla yer eden olaylarla hatırlarsak olayları
birer birer, atlayarak, unutarak…
Unutmadıklarımıza da dokunaraktan :
Ergenekon ve
Balyoz davaları,
KCK
davaları,
Gezi
olayları,
Komşularımızla
sıfır sorundan, Esad’dan ESED’E geçişler,
Ayakkabı
kutularında paralar,
Oğlu Bilal
ile tapelerden sızan ‘’paraları sıfırlama’’lar
Bakanlarının
yolsuzlukları,
Man adaları paracıkları,
Binalinin
binlerce gemicikleri,
Güneydoğuda
şehirlerde kazılan tüneller,
Suruç’ta
patlamalar,
Uludere,
Aktütün baskınları, Çözüm süreci deyip, sıra sıra tabutlar,
Berkinler, İsmailler, çocuklar ölmesin diyenler,
Soma'da nefessiz kalanlar, kirli ayaklarını sedyeye koyamayanlar,
Cengiz Holdingler, millete küfür edenler, yine de ihaleleri kapanlar,
Halk ''HAYIR'' dedikçe verilen göz dağları, korku tünelleri,
Ankara, İstanbul…
Tüm şehirlere yayılan terör saldırıları,
Irak,
Membiç, Afrin, Suriye… Kara ve hava harekâtları,
Yıllarca
besledikleri ve özledikleri,bir tek fotoğrafı olmayan tüm muhalefeti fetöcü
saysa da,kolkola,dizdize fotoğraf verdikleri Fetullah Gülenin FETÖ oluşu,
Kendisine
eleştiri yönelten ve hesap sormaya kalkanlara TERÖRİST damgası,
Silah yüklü
tırlar, bunları ortaya çıkaranların vatan
haini sayılmaları,
Yüzlerce
gazetecinin, yüzlerce öğretim üyesinin, sırf düşünceleri nedeniyle
tutuklanmaları veya işten atılmaları,
Tüm yazılı
basın ve görsel medyanın ele geçirilip tek yanlı yayın yapmasının sağlanması,
Onlarca, yüzlerce
taciz olayları ile ülkenin sarsılması, ciddi bir ahlak çöküntüsü,
yurtlarda yanan çocuklarımız, onların çığlıkları ile uyanılan geceler, geceler,
Ekonominin çöküşü,
Doların,
eoruonun fırlaması,
İşsizliğin tavan
yapması,
Yatırımların,
tarım ve hayvancılığın, üretimin sıfırlanması,
Buna karşın saray
üstüne saray inşaatı,
Siz de
sıralayın aklınıza gelenleri bir
çırpıda,
Biter mi hiç yılların hesaplaşması, tek tek yazmakla.
…
16 yıl kim
iktidarda kalırsa kalsın, kendine hayranlığı, önlenemez narsizme dönüşeceği aşikârdır.
‘’Ben ne yaparsam yapayım, arkamdadır
halkım.’’
‘’ Ben ne kadar başarısız olursam olayım,
onlar bilir ki dış güçlerdir altımı oyanlar’’
‘’Onlar inanır bana, kim benim için kötü bir
şey söylüyorsa, amacı beni yok etmektir’’
‘’ben onların yol göstereni, ben onların babası,
ben onların abisi, ben onların kardeşi, her şeyiyim’’
‘’ben onların sigarasını bıraktıran,
alkolüne karışan, üç çocuk doğurtan,
kürtajı yasaklayan, kısaca hayatını şekillendirenim’’
BEN,BEN, BEN…
‘’Saraylar yaptırırım benimle anılacak,
camiler yaptırırım arkamda bırakacak’’
Kemik
kitlesi böyle düşünecek, normaldir, aşk ile kalp ile bağlanmaktır bu.
Ama şu da
düşünülemez mi?
Bu 16 yılda
bu olaylara karşı hiç mi önlem alınmaz?
Kalpten bağlandığın
adam ya da parti hata üstüne hata yapmış,
Hadi diyelim
ki, hep kendisine komplolar kurulmuş,
Bütün istihbarat
elinde, Güçlü Türkiye’nin Güçlü Başbakanısın ya da Cumhurbaşkanısın mademki,
nasıl bir güçlülüktür ki bu, hiçbir şeyin farkına varamayıp, hiçbir önlem
alamayıp, darbelerle, ekonomik bunalımlarla Türkiye’yi batağa sürüklüyorsun?
Daha önceki dönemlerde
Türkiye’de enflasyon fırlayınca, dolar
alıp başını gidince hükümetlere koca koca ilanlarla gözdağı veren işadamları nerdedir
şimdi acaba?
Evinizin
direği babanızı dış güçler, yani arkadaşları ya da çevresi veya komşuları diyelim ki kumara, alkole alıştırıyor
ve babanız ailenizi maddi ve manevi batağa sürüklüyor. Babanızı uyarmaz mısınız
ya da bu gidişata bir dur demez misiniz? ‘’ ya da ‘’ onu eleştirince size hain
evlat derse’’ üzülmez misiniz? Ama onun suçu yok, dış güçler mi dersiniz? Ya da
nereye kadar dersiniz’’
Koskoca bir
16 yıl.
Kim ne derse
desin Erdoğan misyonunu tamamlamıştır.
Seçilip
seçilmemesi önemli değildir artık.
İşi zordur,
karşısında kendine güvenen, toparlanmış ve de sıkılmış bir halk kitlesi vardır.
‘’ben Erdoğan’ın demokrat olma ihtimalini
sevdim’’,
İşte o bir
ihtimalmiş.
O ihtimali
düşünenlerde yok artık.
Erdoğan
sadece kendisini ağabey, kardeş, baba gibi sevenlerle baş başa.
Bu da ona
yetecek mi acaba?