12 Şubat 2021 Cuma

 







ÖYKÜ İNCELEME

ÖYKÜ ADI: AYA YOLCULUK

ÖYKÜ YAZARI: ÇOK ÖNEMLİ ŞAHSİYET

Giriş cümleleri çok önemlidir öykülerde. Okuyucuyu ya içine alır ya da okumayı bıraktırır. Bu öykü‘’ inşallah aya gidiyoruz. ‘’ cümlesi ile başlıyor. Merakla bekliyoruz şimdi? Ne zaman gideceğiz, nasıl gideceğiz? O hızla okumaya devam ediyoruz.

’ilk aşamada 2023 yılı sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş yapacağız’’

Bu paragrafta sorulara cevap veriliyor. Mekân Dünya ve Ay yörüngesi olarak zaman da 2023 yılı olarak belirtiliyor. Kullanılan roket tasviri ise Milli ve Özgün betimlemeleri ile okuyanın gururunu okşayacak türden satırlara yansıyor. Ayrıca merak unsuru oluşturmak amacıyla da hibrit kavramı kullanılmış ve bu bilimsel dil okuyucuyu şaşırtarak araştırmaya yönlendiriyor. Sert iniş, sözcüğü ise kahramanın karakteri hakkında bilgi veriyor. Yumruğun sertçe inmesi gibi, otoriteyi, eril bir toplumu belli ediyor.

’Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu görevi tamamladığımızda hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacağız hem de ikinci aşama Ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız. 2028'de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.’’

Bu paragraf gelişme bölümü.  Burada’’ Okur aptal değildir, ‘’ savına sadık kalınarak satır aralarına mesaj yerleştirilmiş.  Ülkeler arasında komşuluk ilişkilerinin önemi belirtilerek başlanmış. Yazar onu şöyle belirtmiş. Sert iniş hamlesi olan ilk adım, teknolojisi ileri ülkeler ile gerçekleşecektir. Beraber yapacağımız çalışma onların sayesinde olacak ama biz bu arada onlardan yararlanıp çaktırmadan gerekli malzemeyi toparlayıp ikinci aşamada kendi yaptığımız roketleri kullanacağız, demek istiyor. Burada açıkgöz tarafımıza vurgu yapsa da bu kısım ‘’Şu anda elimizde teknolojiye ait hiçbir donanım yok ‘’ demek istemektedir.  Ve yazar bu yokluğun ve çaresizliğin farkına varıp bir dönüşüm yaşıyor. Sert inişten Ay’a yumuşak inişe geçiyor.

"Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi, turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda halen bu hayalini sürdürenler var. Hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır. " diyerek aslında bu öykünün avcı topluluğa hitap ettiğini, ama kim bilir belki bağzı bağyanların da bu tip hayaller kurabileceğini söyleyerek, dişil gruba da öyküsünde bir gıdım da olsa yer veriyor. O yüzden öykü edebiyatımızda bayanlara verilen önemi pekiştirdiği için değerini artırıyor.  

" En önemlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Türkiye'nin coğrafi konumu ticari karlılık bakımından faydalı yük taşıyacak bir uzay limanı işletmesi kurmaya şu an itibarıyla uygun değildir. Bu nedenle uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkeler ile birlikte kurmayı planlıyoruz. Uluslararası iş birlikleri ile bu misyonumuzu da en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.’’

Bu paragrafta yazar sadece davranışsal dönüşüme değil bilimsel ve teknolojik açıdan da evirilip gerçekleşmesi zor olan maceraların peşine atılıyor. Gündelik yaşamın tekdüzeliğinden ve hep Bay Kemal gibi çevresel faktörlerden ( bahsetmiyor ama biz anlıyoruz, malum okur zekidir)  bıkmış yeni ufuklara açılma isteği ile can sıkıntısını dile getiriyor. Okuyucuyu şehirlerindeki Angus kokulu demir yığını gemilerin yanaştığı limanlardan alıp, küçük dünyalarından uzaklaştırıp evrende gezintiye çıkarıyor. Hangi galakside kurulabilir bu liman diye büyük hayaller kurmalarını sağlıyor. Yaşı 50 ve üstü olanlar seyrettikleri Uzay Yolu, Uzay 1999 gibi diziler nedeniyle uzay limanlarını daha rahat kafalarında canlandırabiliyor. Ama onların da gözleri hep bir Mr. Spock bulma arayışında olduğundan eskide kalıp yenilikler yapmaları zor görünüyor.   Yeni nesil daha teknolojik hayaller kuruyor ama onların da en parlak fikir bulanları tutuklu olduğu için işe yaramıyor. Yine de bu paragrafta nesneler ve varlıklar duyularımızı harekete geçirerek hayal dünyamızı renklendiriyor. Ve yazar bu liman da asla çatışma, savaş olmayacak mesajı veriyor. Çünkü uluslararası diyerek hep dostluktan bahsediyor. Buradan da okuyucu anlıyor ki onlarsız uzay limanı da kurulamayacak.

’Türkiye'nin bu devrimi gerçekleştireceğinden, uzay yarışında güçlü bir aktör olarak yerini alacağından en ufak bir şüphe duymuyorum. Bu doğrultuda çalışmalar yürüten tüm akademisyen, girişimci ve vatandaşlarımızın hedeflerimize ulaşmamıza katkı sağlamasına imkân sağlayacak çağrılar açacak, yarışmalar düzenleyeceğiz. Milli teknoloji hamlesi ruhuyla, genç yaşlı demeden tüm vatandaşlarımızdan bu alandaki çalışmalara yüksek düzeyde katılım ve sahiplenme bekliyorum. İnşallah devlet millet el ele verecek, göklere en çok yakışan bayrağımızı, yani ay yıldızlı bayrağımızı hak ettiği yerlere taşıyacağız. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak. Kökümüz dünyada, dallarımız göklerde olacak."

Son paragrafta yazarın kalemi birden değişiyor, uluslararası, komşular vb kelimelerden uzaklaşıyor. Anlatıcı düş evresi ile gerçeklik evresi arasında gidip geliyor. Kendi eril bünyesine dönüp güçleniyor.  Toplumun sosyal yapısı hakkında bilgi veriyor bu paragraf bize.  Bayrak ve ırk yani kökler son paragrafta aralıklarla kendini gösteriyor. Devlet ve millet vurgusu ile itaatkâr bir topluma atıfta bulunuyor. Okuyucunun hamasi duygularını harekete geçiren bayrak temasını tekrarlıyor. Ve okuyucunun köklerini elinde tutup onları aya gidiyorlarmış ya da gideceklermiş gibi hissettiriyor.

Öykü GELECEK ZAMAN İle kurulmuştur. –CEK, - CAK ekleri kullanılmıştır. Bu zaman kipi Gelecek ile ilgili tahminde bulunurken, ümit ederken ya da endişe duyarken ki gibi durumlarda kullanılmaktadır. Yani yazarın tüm bunların gerçekleşmesi ve gerçekleşeceği konusunda en ufak bir fikri bulunmamaktadır. Okuyucunun hayal dünyasına seslendiği ve bunu da başarıyla gerçekleştirdiği yadsınamaz.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder