BİZE HEP BAHAR
6 Mayıs’ı 7 ye bağlayan alelade bir gece bu gece. Gökyüzünde
yeni ay var. Ama sanki dolunay çıkmış gibi ortalık, arka planda gizli gizli
almış yeryüzünü etkisine. Bu gece geçişler yaşıyor sanki mevsimler, kırılmalar
yaşıyor düşüncelerinde insanlar.
Sanal âlemde bu aralar insanlar hep aynı fotoğrafları
görüyor. 24 Nisan1972’de TBMM’ de alınan bir karar bu gün bile, tam 47 yıl
sonra canlarını acıtıyor insanların. Demirel var fotoğraflarda. Bu güzel ülkede
tam 40 yıla yakın bir zaman siyaset yapmış, verdiği kararlarla ülkeyi ve
geleceği şekillendirmiş bir siyasetçi. Her zamanki haliyle alaycı tavrıyla
gülümsüyor objektiflere, bir eli havada. 3 genç delikanlının ölümüne karar
veriyorlar. Hiç kimseyi öldürmemiş 3 Fidan’ın asılmasına EVET diyorlar. Çünkü
korkuyorlar, biliyorlar ki o 3 fidan ve onun gibileri yok edilmezse, kendileri
yok olacak, zihniyetlerini ekemeyecekler
bu topraklara.
450 TBMM üyesinin 273’ü EVET, 48’i RED oy veriyor. 118
korkak üye de oylamaya katılmıyor.( 218 AP’li, 28 CHP’li Kabul verirken, 48 ret
oyun 47’si CHP ‘den geliyor)
İdamları dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından
onaylanıyor. Başbakan ise Nihat Erim.
Ve de 6 Mayıs tarihin de saat 5.30 da idam ediliyor, 3
arkadaş birlikte. Bu yazının yazıldığı saatlerde. . Hüseyin İnan, Yusuf Aslan
ve Deniz Gezmiş. Babasına ‘’ oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış
değildir’’ diyerek gidiyor Deniz Gezmiş ölüme.
Bu gün o medyada elleri havada ölümlere evet diyenleri kimse
tanımamaktadır yok olup gitmişlerdir. Demirel’de dâhildir buna. Kimse
hatırlamaz, yâd etmez onları birkaç devlet formalitesi dışında.
Deniz ve Hüseyin ve Yusuf ise bugünün gençlerinin dahi kalbinde
yerini almış, beyninde kabul görmüştür ve birçok yeni doğan çocuğa isim
olmuştur. Posterleri duvarlarda, parkalı deniz şarkılardadır. Devleti
soyanlara, ülkeyi emperyalizme teslim edenlere, kaynakları peşkeş çekenlere
Hayır demişlerdir çünkü.
Bu gün de başka bir fotoğraf var meydanlarda. 11 kişi,
dizilmiş yanyana.11 YSK üyesi. Karar vermişler, İstanbul Seçimlerinin iptaline.
Çıkıp canlı yayında bile açıklayamamışlar. ‘’Delil yoksa da iptal
edilmelidir’’ ya da ‘’ Hiçbir şey olmasa bile, kesin bir şey
olmuştur’’ gibi tarihe leke olarak kalacak sözlere karşı çıkamamışlar ve de
30 Nisan seçimlerinin tekrarına karar vermişlerdir.
Hangi hukuk kuralına istinaden iptal edilmiştir diye
soranlara, AKP hukuku cevabı verilebilir ancak, ya da ‘’hiçbir şey yasa dışı değildi. Çünkü yasa yoktu artık’’ diyen
Orwell verebilir bu cevabı bize. Örneğin Cumhurbaşkanlığı gibi dün iptal
olmayan seçimler, bu gün delilsiz nedensiz iptal olabilmektedir. Ya da aynı
sandıktaki, aynı zarflardaki oylardan meclis üyeleri, muhtarlıklar ve ilçe
belediye başkanlıkları iptal olmayıp sadece Büyük Şehir başkanlığı iptal olması
hangi gerekçeyle olabilir, kimse cevap verememektedir.
Bu gün yapılan aslında dün yapılanın aynısıdır.
7 Haziran’dan 1
Kasım’a giden yolculuk da tam bir demokratik darbe idi geçmişte de.1.sandık darbesi
Şöyle bir sıralasak yaşananlardan bir kesiti, uzasa da biraz
yazı, affınıza sığınarak…
Önce sonuç alınamayan partiler arası görüşmeler, 20 Temmuz’da Suruç patlaması, 32
kişinin ölümü, 22 Temmuz’da 2
polisin ölümü, 24 Temmuz da PKK, ydg/h, işid’e hava destekli operasyonlar, 26 Temmuz 31 ilde 850 kişi gözaltında, 28 Temmuz İstanbul’ da hdp binalarına
saldırılar, 29 Temmuz’da Şırnak’ta
kara ve hava harekâtları, 30 Temmuz’da
DEMİRTAŞ ‘’ TSK VE PKK, ELİNİZİ TETİKTEN ÇEKİN’’ açıklaması, , 17 ağustos,
Lice, Varto sakağa çıkma yasakları, 2 Eylül
40 günde 20 gazeteci işsiz kalıp, 103 internet sitesi kapatılması, 6 Eylülde dağlıca da çatışmalar, 16
askerin ölümü, 7 Eylül hürriyet
gazetesine saldırı, Sur ’da sokağa çıkma yasağı, 8 Eylül CHP binalarına
saldırılar, 9 Eylül Demirtaş’a
soruşturma, 14 Eylül Nokta
DERGİSİNE, 15 EYLÜL’ de doğan
holdinge baskın, son 71 günlük süreçte 20 çocuk hayatını çatışmalı ortamlar
nedeniyle kaybetmesi, 6 Ekim 15
hdp’li siyasetçinin tutuklanması, 10 Ekim’de
Ankara Gar patlaması, 100 ölü, Davutoğlu’nun ’’ AKP iktidardan indirilirse ya
terör çeteleri ya da beyaz Toroslar dolaşacak ortalarda ‘’ demesi, 22 Ekim’de Gar patlaması öncesi emniyet
birimlerine uyarı yazılarının ulaştığı ortaya çıkması ve tüm bunların sonunda 1 Kasımda AKP TEK BAŞINA İKTİDARA GELMESİ. (bianet,
bağımsız iletişim ağı, tarihler ve yazılar birebir internet medyasından alınmıştır))
Görülmektedir ki seçimle gitmek gibi bir niyetleri yoktur. 7
HAZİRAN’ da Hdp’ nin meclise% 10 ile girmesi sonucu tek başına iktidar
olamayınca birileri ülkeyi yüzlerce insanın ölümü pahasına kan gölüne ve korku
filmine döndürmüştür.
İşte Şimdi yine Sayın cumhurbaşkanı ve mikrofonu elinde ‘’Bir şaibe var ve bunun kaldırılması YSK ‘
yı aklayacaktır ‘’demiştir . (4.Mayıs 2019 habertürk) ve seçimler iptal edilmiştir.
Ve de 2. Sandık Darbesi ‘
de gerçekleşmiştir.
Şu andaki iktidar zihniyetinin ürünü
YSK üyeleri, aynı Deniz’lerine ölümüne el kaldıranlar gibi korkmuştur İmamoğlu
zihniyetinden.
Korkmuşlardır seçilen İmamoğlu’ndan ve yeni gelen baharın
esintilerinden.
18 günde otobüslerde indirim yapan,
Cemaatlere, vakıflara
kaynak yok, diyen,
Halkın parasını yedirtmem, diye bağıran
Bir kişiye hizmet etmem ben, halka hizmet ederim, sözünü
veren ufak tefek adamdan korkmuşlardır.
Yok, etmeye karar vermişlerdir. Çünkü İmamoğlu ve onun
gibiler yaşarsa, biliyorlar ki kendileri yok olacaktırlar. Toz toprak olup
evrenin karanlıklarında kaybolacaklardır, zihniyetleriyle beraber.
Onlardan
geriye çocuklarına utanç tablosu kalacaktır, dedeleri yüzünden yaralı bir
vicdan belki de.
Bize ise kalan, güzel bir parfümün kokusu gibi tüm ülkeye dağılan
İmamoğlu kokusu olacaktır.
Çiçeklerin polenleri gibi baharın esintisiyle topraklarımıza
dağılan Hak ve Adalet kavramları olacaktır.
Her şey güzel olacak,
çoktan yazılmıştır duvarlara çıkmayan boyalarla…
Baharı gören insanlar, sıcacık daha da ısıtan yaz mevsimini
de görecektir sonunda.
Kalemine sağlık arkadaşım,
YanıtlaSil