6 Ekim 2018 Cumartesi

OYNATMAYA AZ KALDI, DOKTORUM NERDE?




OYNATMAYA AZ KALDI, DOKTORUM NERDE?

Kokladığım çiçekler çoktan ölmüşler,
Beklenen kara tren gelmiyor artık?
Aldatılmış duygular isyan ediyor,
Gözümdeyse bir bakış tam tımarhanelik.
Oynatmaya az kaldı,
Doktorum nerede?

Yukarıdaki dizelerden bize en uygununu seçmeye kalkışsak, sanırım, çoğumuzun tercihi ‘’oynatmaya az kaldı, doktorum nerde ‘’ olurdu herhalde

Haymanalı Belediye Başkanı’nı ve eşrafını, sanatçılarla beraber, kravatlı ve ceketli, davullu, zurnalı, bas bas paraları Leyla’ya havasında,  havuzda görünce, yine de ÜLKE VE HALK olarak çok iyi bir durumda olduğumuza inandım.

Biz ülke olarak her daim ‘’oynatmaya az kaldı’’, deyip deyip paçayı kurtaracağız sanırım.

Kafamız her daim karışık olacak, arada hayal kırıklıkları yaşayacak, kafa karışıklığı uzun sürerse de en sonunda başa çıkamayıp’’ aman boş ver, bu günlerde geçer ‘’deyip belki de Haymana Belediye Başkanı ve eşrafı gibi elbiselerle havuza atlayıp,’’oynatmaya az kaldı doktorum nerde ‘’ deyip, günümüzü gün edeceğiz.

Nasıl karışmasın ki şu zavallı kafalarımız?

Örneğin, bizler halk olarak, tam:

’her yeri betona çevirdiler, yeşili yok ettiler’’ diye şikâyet edeceğiz.

Bir bakmışız ki Sayın Cumhurbaşkanımız( Hatırlatırız, kendileri 20 yıldır iktidarda, İst. BB, Başbakan ve Cumhurun başı olarak)  bizden önce:

’Şehirlerimiz gecekonduların zevksiz binaların istilasına uğradı. Rica ediyorum dikey yapılaşmaya, betonlaşmaya müsaade etmeyin ‘’ diyor.

Örneğin, bizler yine halk olarak tam da:
’Yazık değil mi bu halka, yoksulluk hep bize mi’’ diyeceğiz, isyan edeceğiz

Sayın Bahçeli elinde mikrofon bas bağırıyor ve bizden önce isyan ediyor.
‘’ ekonomik çilelere, fahiş zamlara, anormal fiyat artışlarına, her durumda haline şükreden bir lokma bir hırka diyen müşfik, dar gelirli elinde avucunda bir şey kalmamış insanlarımız mı katlanacak, hep onlar mı kemer sıkacak’’ diye isyan ediyor.

Ya da ya da artık bıçak kemiğe dayanmış, meydanlara çıkacağız ve diyeceğiz ki:
’fiyatlar el yakıyor, enflasyon…’’ velakin,  biz diyemeden

Sayın Damat FERİT PAŞA, pardon pardon, Damat Berat Paşa diyor ki:
‘’ evet, ne yazık ki enflasyon, beklentilerimizin üzerinde çıktı’’

Y a da, ya da elimizde devletin aile tablosu. Damat Hazine Bakanı olmuş, Bakanların bütün sülaleleri danışmanlıklarda, ya da müdürlüklerde. Tam diyeceğiz ki:
’ne bu rezalet. Kayırma olur mu devletin en tepesinde. Liyakat nerde, nerde’’ diye ayaklanacağız.

O da ne yine Sayın Cumhurbaşkanımız bağırıp duruyor:
’ Kimse bize yakınımdır, diye gelmesin. Torpil yok, liyakat var’’

Ya da ya da Sayın Cumhurbaşkanı ‘’camilerimizin ahırlara çevrildiği süreçlere şahit olduk, namaz kılmaya cami yoktu ‘’ deyince, tam diyecektik ki:
‘’ Başa dönmeyin, mağduru oynamayın. Dini siyasete alet etmeyin artık ‘’ ama diyemeden

O yani Cumhurun başı başkanımız yine:
‘’Ey, Samsun’dan karaya çıkan ilah’’  gibi abuk sabuk ifadelerle Atatürk’ü istismar ettiler ‘’ deyiveriyor.

İşte böyle sayın okuyucu, sizin de kafanız karışmadı mı?
Nasıl karışmasın halkın kafası?
Gerçekten de yukarıdakiler yani iktidari elinde tutanlar  hep doğruyu söylüyorlardı sanki.
 Ama onların söylediği şeyler, halkın söyleyeceği, hesap soracağı şeyler değil miydi?
Onların söyledikleri, aslında hesap vermeleri gereken ya da cevap bekleyen sorular değil miydi? 
Kafaları karıştırdılar bilinçli olarak. Zeytinyağ gibi üste çıktılar, hesap  vermek yerine hatalarını kabul edip edip mağduru oynadılar.

Kandırıldım,dediler.

Aldatıldım, dediler.

Namaz kılamadım, dediler.

Dış güçler,dediler de dediler…

Halka firsat vermeden en cok onlar şikayet ettiler.

İşte kafalar karıştı, karıştı, karıştı. Cevap bulamadık sorulara. Sonra da vazgeçti insanlar, sormaya, ya da cevap aramaya, yoruldular.

Bir bildikleri vardır büyüklerimizin dediler, en sonunda.

Ve de ceketli kravatlı bir şekilde, atladılar havuza…

Terelelli lelli lelli
Aşık oldum çılgın gibi
Terelelli lelli lelli
Hiç aklımdan çıkmıyor ki…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder