DÖNÜŞ .11 ekim .2015
Karanlık ,tek tük evlerin ışıkları.Kimler uyumadı acaba ,neden uyumadılar bu saatte acaba ,neler yaşadılar .mutluluktan mı ya da üzüntüden mi kaçtı uykuları ...Her ev bir roman ,bir hikaye barındırıyor ...
Kulağımda müzik ,kaptırıyorum kendimi sözlere ,ezgiye ...kimim ,neyim ,kayboluyorum ,kılıktan kılığa giriyorum .
Bir bulut oluyorum,karşı kıyıda gözyaşlarımı akıtıyorum insanların üzerine doya doya,
yapayalnız ,mini mini bir kuş oluyorum,kanat çırpıp kalabalıkların üzerine heyecanla kanat çırpıyorum ,ama koparıyorlar kanatlarımı hoyratça,
bir an arda ve uras gibi şimşek maccuin oluyorum ,şimşeklerimi kötülerin üzerine gönderiyor ,onları yok ediyorum ,
bir an şeker kız candy oluyor ,terry nin peşinde koşuyor,heidi olup peterle alplerde keçileri otlatıyorum ,
sonra küçücük oluyorum ,ufacık oluyorum ,dönüş yolunda koltuğumda kayboluyorum
hatta daha da küçülmek istiyorum ,
annemin bedenine girip yok olmak istiyorum ...
Kimse zorlamadı , işin doğrusu kimse de yazmamı istemedi , görev aşkı da değil bu . Kendiliğnden gerçekleşen bir yazma , sonra da her nedense birileri ile paylaşma isteği .Dökülen kelimeler, çok konuşan bir başka ben....Sonsuz bir deryada ,bir şeyler karalayan binlerce kişiden biri ....İşte sadece bu .
19 Ekim 2015 Pazartesi
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixlU-ow8qtPArbPbVLepIJe3oDb7cJAjNSkO9AYEU9LzSu3E42fXrXaKCIhE5zDsmaUt47-EXWAOcjSvebXKHOLIBXomeWORFihwziyWK_GYOJG74b6sbjGTuzlDgTQ7Eps_jcUyBbpcnS/s320/IMG_20151010_152958.jpg)
KARŞI KIYI
10 .Ekim. 2015 .cuma gecesi yola çıkıp cumartesi sabahı midilli merkezine ulaştığımız ,pazar günü saat 18 feribotuyla döndüğümüz kısacık bir ada gezisi.Tabi ki yetmiyor adanın tamamını gezmeye ,görmeye.Bir çok yeri hızla geçip ,bir çok yeri de görmeden geri döndük .Şikayetçi miyiz gittiğimiz için ,tabi ki HAAYIR...Çok eğlendik mi ,tabi ki buna da hayıır ....Çünkü iner inmez önce suriyeli mülteciler ,sonra da Ankara da gerçekleşen patlama ...şok yaşattı bizlere ...Ama kalabalık bir grup ve yola çıkılmış bir kere ...biz de kültürel gezimizi gerçekleştirdik ,rehberimiz sayesinde midilli ve yunanistanın ekonomik ve sosyolojik yapısına bir göz attık ..Şimdi yolculuk zamanı ..
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl2D4Huf951nUEhBsLgUwcoZ1KqN5m4ZGqDlaTcnMMsUmj9zjKUBOJKtPKH8VbUYPvP6aEYyuejzmdQmBBmpeogCELlEepDRqyExQbfnHAWsTlCdHbcRt5nPaJhMO5ZUwpBh7NgiEP3nJu/s320/IMG_20151010_071357.jpg)
SAAT 7 SULARI ..Ayvalıktayız ,gün uyanıyor ,sabahın sessiz ve huzuru .Her yer kapalı ,sadece bir pastane güne erken başlamış .Biz de orada çay içip ,poğaçalarımızı ,sıcacık börekleri yiyerek güne başlıyoruz. 8.30 gibi feribota binip bir adım öteye geçiyoruz.Güya suyun öteki yanı ...masal hepsi.Bal gibi de aynı sular ,aynı mavi ,aynı bulutlar gökyüzünde .Kimin gücü yetiyor ayrıştırmaya ,ah şu insanoğlu ...
Midilli diye bildiğimiz adanın gerçek adı LESBOS ,LESVOS diye okunuyormuş .Ünlü kadın şair Sappho bu adadan .Lezbiyen şair olarak biliniyor ve adanın adının da buradan geldiği söyleniyor.Mytillini merkezi bu adanın .
Biz merkeze yani midilliye indik .. Pasaport kontrolünden sonra limana çıktık .Otobüse binip şehir turu yapıp merkeze doğru yol aldık .Sahilin bir arka sokağı meşhur ERMU caddesi .Heryer kapalı ,sokak ıssız ,yunanlılar kıymetli ,devlet gözünde de kendi gözlerin de de .Değerliler ,kendilerine ayırdıkları zamandan asla ödün vermiyorlar.Turistmiş ,misafirmiş ,para kazanacaklarmış ,öyle bir dertleri yok ,önce kendi zevkleri ,yaşamları ..Yol üzerinde AGİOS therapontos kilisesi ..Biraz ilerde görmeseydik keşke dediğimiz Türk cami ve hamamı ,Eski ve yıkık dökük ,harap.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVTIhYFI8YlKXjeKUySr_GQSW98MtXIVrLnS9IfaeiaP29cwlVwjtrQqnN-ynN7z35xSDY6AvIDEbQI_AW4CGX-7iMY7ARTh1ntaXrQ3sPc_8V60fx6TR4NhPxSFkynT8aswx9L0M4r5qe/s200/IMG_20151010_121911.jpg)
Bu sokağın sonunda sahile varılıyor.Yanyana üç dört restaurant .Salaş ,deniz kıyısında.Tahta sandalyeli ,tahta masalı ,plastik yasak bu adada onu da söylemeden geçmeyelim..Porsiyonlar kocaman .İki kişiye bir porsiyon alıyoruz hep .Rehberimizin önerisi .Kocaman ölçeklerde salata .Üzerinde bir kalıp peynir.Özel ekşimtrak sosu olan dolmalar ve mısır ekmeği en güzeli ...ve çook ucuz .Burada turist kazıklanmıyormuş ,ne acı değil mi size de doğru olan bir şey garip geldi değil mi?
Dağ yolunda ilerliyoruz.Her yer zeytin ağaçları ,Bir kuşun ağzında zeytin dalı ,benim gözümün önünden uçuyor ama gözlerim kapalı. ..Krizle boğuşan yunanlılar , ,devletten üstünler ,bunu biliyorlar ,daha ne olsun .Dar ve dolambaçlı yolda giderken müzik dinliyoruz.CD de 6 ve 7 ekim olaylarını anlatan bir yunan filminin müzikleri ,aynı sert esen bir rüzgar gibi üşütüyor.Bir coğrafya hep mi acı çektirir insana .Bu doğa ,bu güzellik ,insana sunulan bir kerelik şans bu kadar mı heba edilir?Cd çalmaya devam ediyor,biz ürpermeye .
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOt9PvYCjVQIxeQCZvkB1T-_MmB29Pd0KaPhyphenhyphen0SrwMTKJUve7xzda_E-pRtbtfkzPWL4kaB4CDqgVgWQaV1CZfRh8HAtEF-FK2zGys4UxDeNi4Bl6uAgzCECMFRVx_d1IvG0IeIbnUpVkl/s320/IMG_20151010_153811.jpg)
Dağ köyü Agiasos ,ayasos a geldik .Daracık sokakları ,üzerleri asmalarla kapatılmış o dar sokaklardaki küçücük ama zevkli ,rengarenk küçük sandalyeleri ,masaları ve kahvehaneleri ,el sanatlarının sergilendiği dükkanları ,derin sessizliği ile huzur sunuyor ille de sana .Bu huzura bir an kaptırıyorsun kendini ,sunulan dibek kahvesini içiyorsun ,bir sigara yakıyor ,pek beceremesen de içine çekmeye çalışıyorsun dumanını ,,,Ama ürpertiler seni bırakmıyor ,yokluyor ,yokluyor..
Otelemize hareket ediyoruz ,midilliye geri dönüyoruz..Bir iki saatlik dinlenmeden sonra bir tavernaya gidiyoruz.Ama ülkemizde 3 günlük yas ilan edilmiş .Sadece yemeğimizi yiyoruz ,eğlenmek mi ..yüreğimiz kan ağlıyor.
Ertesi gün Petra ve Molivos.. Midilliye gelip te UZO fabrikası ziyaret edilmez mi ?ilk durağımız uzo cenneti oluyor.İmalatı hakkında bilgilendiriliyoruz ama herkesin gözü satış bölümünde ...Uzolar alınıyor ,güzel ve mutlu günlerde içmek üzere ,ya da dertlenip efkar dağıtmak üzere ,siz bilirsiniz.
Mantamados kasabasına geliyoruz .Ünlü taksiarhis manastırında her inanıştan bütün insanlar mum yakıyor ve dilek diliyor .Bizim grubun ortak dileği ne olabilir ki ,ülkemizde barış .Bahçesinde lokma tatlısı ve ballı yoğurt yeniyor.YENMEZSE OLMAZ,ŞART..Önünde pilotların satın alıp hediye ettiği bir fantom jet.Hikayesi var tabi ki .Bu uçakla düşen pilotlar melekler tarafından kurtarılıyor..
Adanın çevresinde dolaşmaya devam ediyoruz.Petra tam bir kıyı kasabası .Tabi ki ekim ayının getirdiği yalnızlık ve rüzgar bizi karşılıyor.Sahilde cafeler ,tek tük insanlar...Kıyının sonuna doğru bir restaurant ve öğle yemeği ....Rüzgar ,rüzgar çok şiddetli ...
Molivos ..küçücük adada bile çekişme varmış ,rehberimiz diyor ..midilli ve molivos arasında .Molivos turistik bölge ,yazarlar ,sanatçılar ....burada ...Kurşun kalem anlamına gelen bir adı var.Binalar siyah taştan yapıldığı için .Molvos da 1965 ten bu yana mimari koruma altında ...off yine sıkıntı bastı ,ah benim güzel ülkem ,zavallı ülkem, çocuklarının bombalarla öldüğü ülkem ...avrupanın en güzel sokaklarından sayılan sokağından iniyoruz.Sokaklar arnavut kaldırımı ,evler taş ,hepsi çiççeklerle bezenmiş ..
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNl0EBEEDjcl13nQmQnMsMQ0QgpnkeIXuh6hF60UyerYiHd_DmU2iJ0In1zPH7_VnKkC3_tKDSAOfAhRwI9xUpNReRmS-w0Y9AkdAvmeAFvMkZ0ziGhPyXDbzym8eWlYDQ8PeaXQDqpUMU/s320/IMG_20151011_145858.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMWpALMknAoRyY4bEILNzBLmTeFRKTO-IrLj7IXyJ7pNLoBjH1thPKN5LNd5tdl7q8dRJBqWI_o5P4NKHBaVkFm8OT8UUgE9JjMT_YKQCGr5ZxcYMPZFqi30NokWRykTXvfHluWqzdf5_L/s320/IMG_20151011_145553.jpg)
LESVOS 'lu SAPPHO dan bize armağan ...KARŞI KIYILARDAN...
ONUNLA
Onunla tatlı tatlı fısıldaşırken
sevecenlikle gülümserken ona,
büyülersin tanrılaşan erkeğini ,
yüreğin paramparça dağılır oysa
Nasıl da tutulur dilim bir bilsen
sesim kısılır ,kulaklarım uğuldar,
hüzünle buğulanır gözlerim
titremeye başlar terli bedenim
yemyeşil kesilir otlar gibi ,
küçük ölümle yüzyüze gelirim ,
ama karşımda böyle umarsız kalsanda
cesaretle katlanmalıyım tüm acılara ......
....................................................................................................................................................
İstek yaratmıyor bende artık ,
bir zamanlar
yasak aşkımın sevgili nesnesi olan lezbiyen kadınlar
bütün aşklar eriyip gitti
aşkında senin
bilemedin genç adam değerini böyle bir ateşin
NOT :Sappho her ne kadar lezbiyen olarak bilinse de kendisinin aşkına cevap vermeyen bir erkek uğruna midilli kayalıklarından ölüme atlamış diye söylenir.
13 Ekim 2015 Salı
19 .AĞUSTOS.2015
UZAT ELİNİ
Yorucu bir yolculuk,bedenen yorucu çünkü sıcak,zihnen yorucu çünkü ülkemden haberler.,Tüm enerjimizi sömürüyor.Bu yorucu günün ardından kendimi serin sulara attım.,Güneşin batışına doğru yüzerken kendimden geçmişim.,Yaklaşan deniz otobüsünün dalgalarını farketmemişim.Korktum tabi ki.Hemen güneşe döndüm .Dedim ki"bana yol gösterir misin ,korkuyorum"o da dedi ki,"ben batmak üzereyim.sana yol gösteremem.ama arkana bir dön bak
bakalım,"Döndüm baktım ki ay doğuyor.Ona sordum "bana yol gösterirmşsin" diye..o da dedi ki"çevrene bir bak..o kadar çok tutunacak dal var ki,"gerçekten bir baktım ki bir çok şamandıra...hemen birine sarıldım..dalgalar beni bir o yana bir bu yana savurdu savurdu...aslında her olayda çözümler etrafımızda ..görmek isteyene..tutunacak dal dolu ,tutmak isteyene ... Ama biz göremiyorsak ya da görmek istemiyorsak bu gün ölen 8 canın suçu ne?Belki de onlar bugün ellerini uzattılar tutunacak bir dal bulmak için ama bulamadılar..çünkü hepsi birileri tarafından kırılmışlardı...
.
28 .temmuz.2015
BU GÜN....tam karşımda bir yelkenli ,bir zodyak bot,oniki tane irili ufaklı tekne var...tek tek saydım .oturduğum yer küçücük bir taşlık alan .Üzerime asırlık bir çınar ağacının kolları uzanıyor.Suya uzatmış dallarını o da,şu günlerde hepimizin serin sulara uzattığı gibi ..Karşımda kayaların üzerinde bir kadın var.Kendi kendine konuşan.Tam '' ne kötü ,yapayalnız ,belki de konuşacak kimsesi yok '' diye düşünürken bir köpek koşup geliyor,kadının yüzünü yalıyor yalıyor .Onun köpeği sanıyorum ama değilmiş ,beni severler diyor ,onun da köpeği varmış ,kokusunu aldılar diyor.Ben de yalnız diye üzülüyordum ki ,o hepimizden daha kalabalıkmış.Herkesin hayatı bir öykü ,bir roman ,herkes iyi ya da kötü,acımasız bazen de aşırı merhametli ..
Bense sadece karşımda süzülen tekneleri ,avşaya doğru yol alan feribotu ve çok yorgun olmama rağmen ona arkadaşlık edeyim diye geldiğim denizdeki adamı seyrediyorum .
Dün utanç duyuyordum ,bu günse içimde nereden ,nasıl yeşerdiğini bilemediğim binlerce umut dalları var .Üzerimdeki çınar ağacı gibi bu dalları denizin derinliklerine ve gökyüzünün en uzak noktalarına gönderiyorum.
BU GÜN....tam karşımda bir yelkenli ,bir zodyak bot,oniki tane irili ufaklı tekne var...tek tek saydım .oturduğum yer küçücük bir taşlık alan .Üzerime asırlık bir çınar ağacının kolları uzanıyor.Suya uzatmış dallarını o da,şu günlerde hepimizin serin sulara uzattığı gibi ..Karşımda kayaların üzerinde bir kadın var.Kendi kendine konuşan.Tam '' ne kötü ,yapayalnız ,belki de konuşacak kimsesi yok '' diye düşünürken bir köpek koşup geliyor,kadının yüzünü yalıyor yalıyor .Onun köpeği sanıyorum ama değilmiş ,beni severler diyor ,onun da köpeği varmış ,kokusunu aldılar diyor.Ben de yalnız diye üzülüyordum ki ,o hepimizden daha kalabalıkmış.Herkesin hayatı bir öykü ,bir roman ,herkes iyi ya da kötü,acımasız bazen de aşırı merhametli ..
Bense sadece karşımda süzülen tekneleri ,avşaya doğru yol alan feribotu ve çok yorgun olmama rağmen ona arkadaşlık edeyim diye geldiğim denizdeki adamı seyrediyorum .
Dün utanç duyuyordum ,bu günse içimde nereden ,nasıl yeşerdiğini bilemediğim binlerce umut dalları var .Üzerimdeki çınar ağacı gibi bu dalları denizin derinliklerine ve gökyüzünün en uzak noktalarına gönderiyorum.
26 .eylül .2015
ÇOK UZAKLARDA
Gün daha yeni uyanıyor...ilk saatleri günün.hayata erken başlayanlar ,hayatı doya doya yaşamalıyım diyenler dışarıda...Bir banka oturuyor kadın deniz kıyısında..arkada çocuk parkı.parkta bir baba ve çocuğu.çocuk şu anı yaşıyor.ileriye ya da geçmişe ait ne düşünebilir ki..onu şu an ilgilendiriyor.babası onu salladıkça mutluluktan çığlıklar atıyor,hissedebiliyorsunuz neşesini,mutluluğunu.Henüz öğrenmemiş ki maskelemeyi duygularını...Ön tarafta da bir genç kız ve erkek denize olta sallıyor.genç kız oltayı atmış bekliyor.ruh hali o kadar belli ki belki gelir belki gelmez umrunda değil...erkek ise oltayı bir savuruyor ki,,daha uzağa ,olmuyor daha da uzağa,en uzağa.belki de diyor ki ,mutluluk ,,başarı,şans,güzel günler uzaklarda çok uzaklarda.yetinmiyor bu yüzden atıyor daha uzağa ,daha da uzağa...
17 Ağustos 2015 Pazartesi
15 AĞUSTOS 1990
Bedenime hapsettiğim varlık tekme tokat girişmişti.Belli ki özgürlük işareti yapmış küçücük parmaklarıyla ,habire çıkış yolunu açmaya çalışıyordu .Tabiki hemen vakit geldi deyip koştuk hastaneye.Malum Bandırmalıyız ,hemşire ,doktor hepsi tanıdık .Dediler ki henüz vakit gelmemiş ,sen eve dön ,buralarda sürüklenme ...Neyse ev yakın. Özgürlük ,özgürlük diye bağıran varlığın babası tekrar eve götürdü bizi ....Biraz sonra ben yine bu sefer tamam ,geliyor ,geliyor ,deyip ,tekrar babayı çağırdık ...Çok ilginçtir ki bu baba ilk çocuğu doğacak ve izin almamış çalıştığı yerden ,geliyor ,gidiyor ...Neyse yine geldi ve bizi hastaneye götürdü ...Ama yine zamanı değilmiş ,yine eve git sen dediler....hay allah ...Tabi ki günün sözü yine ileride ilginç bir tip olacak varlığın ilginç babasından geldi .....Ben sancılarla boğuşurken bana dedi ki ..'' Nazan ,karar ver ,artık ,doğuracakmısın ,doğurmayacakmısın '' Allahım ,gülsem mi acaba şimdi .....Neyse ki ağrılar sıklaştıda eve geri dönmedik .Bu arada epidural doğum ,sezeryan doğum yaygınlaşmaya başlamış ,ama biz değişikiz ya...hayır çocuk normal yollardan dünyaya getirilecek .....annelerimiz ,ninelerimiz tarlada ,evde kendi kendilerine doğurmuşlar....Biz de çok şımardık canım ...O yüzden ben protesto ediyor ve normal doğum istiyorum ....Hay istemez olaydım .Herşeyde uyumlu ,farketmez baş lafı olan ben ne diye burada protestolara kalkışmışım ki ....Başımda da anneler bekliyor.Sancılar sıklaşmaya başladı....Ama benim ağrı eşiğim çok yüksek ya....Aaa bu kadarcık sancılarımı büyütmüş insanlar dedim ....O an annemin anlamlı anlamlı bir gülüşüne tanık oldum ,o gülüşü hiç unutmadım ...Çünkü o bana diyormuş ki ...Dur bakalım sen ...acele etme daha....Aman alllahım ,o da ne...sancılar felaket ,arka arkaaya ...yok ben dayanamam buna...Hastane benim ya...çınlatıyorum ortalığı...ben vazgeçtim ,doğurmayacağım ...O zaman anladım bu işin ömür boyu sancılı geçeceğini ...Ama artık çok geçti ...Beni doğum odasına aldılar...Neyse bağırış, çağırış ,ey özgürlük anlamına gelen bir ağlayış ve sonsuz bir rahatlama....İşte normal doğumun güzel yanı ....ona kavuşmak hiç de kolay değil ....o yüzden analar ayrılamıyor evlatlarından.O ben gidiyorum dedikçe ,,,hayıır seni bırakmam diye direnen bir beden ...Ultrasaon cihazına rağmen cinsiyetini de öğrenmemiştik,,,sadece demiştim ki kız olursa aslı ,erkek olursa erol can....VE BATTANİYEYE SARILMIŞ KIPKIRMIZI BİR SURAT HATIRLIYORUM...kocaman bir burun ....ilk düşüncem allahım aynı Bülent dedim ....ve Erolcan geldi ....O andan sonra ben yoktum, ben ve benim parçam vardı ...Hep de öyle olacaktı .....
Bedenime hapsettiğim varlık tekme tokat girişmişti.Belli ki özgürlük işareti yapmış küçücük parmaklarıyla ,habire çıkış yolunu açmaya çalışıyordu .Tabiki hemen vakit geldi deyip koştuk hastaneye.Malum Bandırmalıyız ,hemşire ,doktor hepsi tanıdık .Dediler ki henüz vakit gelmemiş ,sen eve dön ,buralarda sürüklenme ...Neyse ev yakın. Özgürlük ,özgürlük diye bağıran varlığın babası tekrar eve götürdü bizi ....Biraz sonra ben yine bu sefer tamam ,geliyor ,geliyor ,deyip ,tekrar babayı çağırdık ...Çok ilginçtir ki bu baba ilk çocuğu doğacak ve izin almamış çalıştığı yerden ,geliyor ,gidiyor ...Neyse yine geldi ve bizi hastaneye götürdü ...Ama yine zamanı değilmiş ,yine eve git sen dediler....hay allah ...Tabi ki günün sözü yine ileride ilginç bir tip olacak varlığın ilginç babasından geldi .....Ben sancılarla boğuşurken bana dedi ki ..'' Nazan ,karar ver ,artık ,doğuracakmısın ,doğurmayacakmısın '' Allahım ,gülsem mi acaba şimdi .....Neyse ki ağrılar sıklaştıda eve geri dönmedik .Bu arada epidural doğum ,sezeryan doğum yaygınlaşmaya başlamış ,ama biz değişikiz ya...hayır çocuk normal yollardan dünyaya getirilecek .....annelerimiz ,ninelerimiz tarlada ,evde kendi kendilerine doğurmuşlar....Biz de çok şımardık canım ...O yüzden ben protesto ediyor ve normal doğum istiyorum ....Hay istemez olaydım .Herşeyde uyumlu ,farketmez baş lafı olan ben ne diye burada protestolara kalkışmışım ki ....Başımda da anneler bekliyor.Sancılar sıklaşmaya başladı....Ama benim ağrı eşiğim çok yüksek ya....Aaa bu kadarcık sancılarımı büyütmüş insanlar dedim ....O an annemin anlamlı anlamlı bir gülüşüne tanık oldum ,o gülüşü hiç unutmadım ...Çünkü o bana diyormuş ki ...Dur bakalım sen ...acele etme daha....Aman alllahım ,o da ne...sancılar felaket ,arka arkaaya ...yok ben dayanamam buna...Hastane benim ya...çınlatıyorum ortalığı...ben vazgeçtim ,doğurmayacağım ...O zaman anladım bu işin ömür boyu sancılı geçeceğini ...Ama artık çok geçti ...Beni doğum odasına aldılar...Neyse bağırış, çağırış ,ey özgürlük anlamına gelen bir ağlayış ve sonsuz bir rahatlama....İşte normal doğumun güzel yanı ....ona kavuşmak hiç de kolay değil ....o yüzden analar ayrılamıyor evlatlarından.O ben gidiyorum dedikçe ,,,hayıır seni bırakmam diye direnen bir beden ...Ultrasaon cihazına rağmen cinsiyetini de öğrenmemiştik,,,sadece demiştim ki kız olursa aslı ,erkek olursa erol can....VE BATTANİYEYE SARILMIŞ KIPKIRMIZI BİR SURAT HATIRLIYORUM...kocaman bir burun ....ilk düşüncem allahım aynı Bülent dedim ....ve Erolcan geldi ....O andan sonra ben yoktum, ben ve benim parçam vardı ...Hep de öyle olacaktı .....
8 Haziran 2015 Pazartesi
MARDİN ...MARDİN ..
Urfadan yola çıktık Mardin'e ....Hep çorak ,boz renkli yerler bekliyoruz.Ama heryer yemyeşil .sağlı sollu fıstık bahçeleri ...antepten bu yana.Mardin bizi çok şaşırtıyor.Müthiş bir kentleşme göze çarpıyor.Kentsel dönüşüm alabildiğine hızlanmış .Büyük binalar ,altta hep ünlü mağazaların kocaman dükkanları .Her yer şantiye gibi .Aslında 20 sene önce başlamış yeni Mardin kurulmaya.Ama tabi ki kesintilere uğramış .Malum kendi şehirlerimize kendi halkımıza sahip çıkamamaktan. Süryani ,Arap ,Türk ,Kürt ....insanlık burada .
Doğruca gidiyoruz Süryani ortodoks patriklerinin evi kabul edilen DAYRÜL ZAFERAN manastırına.Bütün dinler bu şehirde .Yaşanmış ne çok şey var.Kimin gücü yok etmeye yetebilir ki ...Yok ettikçe bir yerlerden uç veriyorlar ,kendini gösteriyorlar.
Eski Mardin ...Taş evleri ,dar sokakları ,abbaraları (çarşıları birbirine bağlayan taş koridorlar ) bir örnek dükkanları ,çarşısı ,hareketliliği ,kuyumcuları ile çarpıyor sizi .Her dili duyuyorsunuz.Gençler hepsini biliyor .Tabelalara bakıyoruz.Türkçe çoğunlukta .Önyargıları bir daha yıkıyoruz.
Mardini gece yaşamak muhteşem.Biz bir grup kadın atladık taksilere Mardin gecelerine aktık gençlerin deyimiyle.Çıkmadan öncede otelde sorduk tabi ki ,gece çıkabilirmiyiz diye.Aldığımız cevap şuydu.'' ne demek .burada kadın anadır bacıdır.Mardin Ankara ve İstanbuldan daha güvenlidir'' .Önce Kayacan sitesi bölgesine götürdüler bizi .Eski Mardini gece ışıklar eşliğinde izlemek için .Tavsiye edilir.Fotoğraf çekimi için ideal .
Sonra eski mardine doğru ....otelimiz şehir dışında olduğu için taksi kullandık .Sonra öğrendik ki ring gibi otobüsler var ,onlar kullanılabilir.Nerede kalmıştık ..eski Mardin .Burada SEYRİ MARDİN diye bir cafe önerdiler.Kesinlikle gidebilirsiniz.İster yemek ,ister çay ,kahve ...Ama manzara süper.Yanında da normal çay bahçeleri ..aynı manzara ...tercih sizin .Yüzyıllık bir minarenin ışıklı görüntüsü altında ışık denizini buranın deyimiyle mardin denizini seyrediyorsunuz.Duygular ve manzara ,hissettikleriniz yazılamaz..
.Bu arada dünyanın en uzun insanı Sultan da çay bahçesine geldi .Ama tam çıkıyorduk ki fotoğraf alamadık .Gece mağazalar kapansa da bazıları açık .Ama hareket devam ediyor.İstediğiniz gibi dolaşabilirsiniz.Geceye devam etmek isteyenlere türkü barlar önerilebilir.Şahin tepesi adlı restaurantta öneriliyor.
Ertesi gün Hasankeyf ..
..Kültür bakanlığı ve çevre bakanlığı mahkemelik .Tam bir komedi değil mi?Bir yandan da baraj çalışmaları devam ediyor...Ama inanın arabada bile farklı sesler çıkıyor.Kimisi diyor ki '' burası yokedilemez'' ..kimisi de ''gelişim için şart ''diyor.
Ver elini Midyat ...yol boyu küçük büyük köylerden şehirlerden geçiyoruz. Mesela Ömerli diye bir şehir.14 BİN nüfus..sınıra gittikçe yaklaşıyoruz.Giriş sağlı sollu çınarlar,yemyeşil fıstık ağaçları ,tarım başlamış ,iki arada kalan halk rahat nefes almış.Ve şu an arabada Sibel Can diyor ki '' Kader ,kader,sen bana nazik davranmadın ''
Midyat merkez çok bakımsız kalmış .Ama çok otantik ya da mistik bir hava mı desem .Süryani mahalleleri ,türk mahalleleri ...Burada süryani nüfusu son yıllarda azalsa da yine varlar.Yezidiler var . o yüzden birçok din birarada yaşanıyor. Dinlerin buluşma noktasındayız .Müthiş bir duygu .Sıla dizisini çekildiği meşhur konağa gidildi.Gözalıcı mimarisiyle bu coğrafyayı yansıtıyor.Ama çevre berbat ,kokular ,çöpler .Meğer şöyle bir durum varmış. Midyat belediyesi AKP li .Ama bu bölgede oy HDP ye çıkmış .O yüzden hizmet gelmiyormuş .Turizm para kazandıracak ,zihniyet aynı ..Ülke kazanacak ,halk kazanacak ....hayır yanılıyorsunuz iktidar kazanmalı ...Midyat deyince telkari ...
.ve meşhur ev yapımı şarapları ..
.Bol bol alışveriş yapıldı ,eller kollar doldu ..İnsanlar yine sıcacık .Hemen tabureler atıldı ,çaylar söylendi ,siyaset yapıldı.Hala aşiret sisteminin ,ağalık sisteminin varlığından sözedildi .Midyatın turistik durumu konuşuldu .Hafta sonları o kadar kalabalık oluyormuş ki ,kaldırımlarda yürünemiyormuş .Ne güzel .NOT:Midyatta BEYAZ SU denilen bir yervarmış .Muhakkak görmelisiniz dediler.Ama bizim tur programımızda yoktu .Öğlen yemeği Midyatta yendi .Kaburga dolması meşhuuur dediler.Biz yemedik ama çok kişi tadına baktı .Çoook güzelmişş .Tekrar dönüyoruz Mardine..Şimdi alışverişzamanı .Önce Mardine has mavi badem şekerleri alındııı
.Heryerde BITTIM sabunları ....alınıyor tabi ki...vee ARTUKBEY kahvecisi ..kakuleli ,menengeçli ..sütlü gibi ama suyla yapılıyor.Ben çok sevdim ,nescafe gibi .Hemen ikramlar yapılıyor.Ayıp olacak ama itiraf edeyim aldığımızdan daha çok yedikkk .
Mardin ....acaba bir daha ne zaman gidebilirim ? Evet ,evet ,bir daha gitmem gerekiyor..Otobüsümüz Adıyamana doğru yola çıkıyor.Aklım ,duygularım Mardinde kalıyor ,uzaklaşana kadar kafalar arkaya dönük ......el sallıyoruz.....el sallıyoruz....
Urfadan yola çıktık Mardin'e ....Hep çorak ,boz renkli yerler bekliyoruz.Ama heryer yemyeşil .sağlı sollu fıstık bahçeleri ...antepten bu yana.Mardin bizi çok şaşırtıyor.Müthiş bir kentleşme göze çarpıyor.Kentsel dönüşüm alabildiğine hızlanmış .Büyük binalar ,altta hep ünlü mağazaların kocaman dükkanları .Her yer şantiye gibi .Aslında 20 sene önce başlamış yeni Mardin kurulmaya.Ama tabi ki kesintilere uğramış .Malum kendi şehirlerimize kendi halkımıza sahip çıkamamaktan. Süryani ,Arap ,Türk ,Kürt ....insanlık burada .
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisC2A0JOgKJq3x2CnXm1Ry8SMA8OmlgePMZ2vLmnPw07SoJQedeeAIgeOOZXbXilXo1C4cbfwRV1vKRXUUi1O8NZ3t-YFvH2HH-xY8pO4dISORLVkYj7pzF90MVXFZdcIHvOVIfdgissgf/s200/IMG_20150519_162942.jpg)
Eski Mardin ...Taş evleri ,dar sokakları ,abbaraları (çarşıları birbirine bağlayan taş koridorlar ) bir örnek dükkanları ,çarşısı ,hareketliliği ,kuyumcuları ile çarpıyor sizi .Her dili duyuyorsunuz.Gençler hepsini biliyor .Tabelalara bakıyoruz.Türkçe çoğunlukta .Önyargıları bir daha yıkıyoruz.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlhY2IRVX84VyF_YYwkO4JNEnxNJI0rsmgjh6SWc_BRmkfKukCxHM3NYTrk3xTRXOWvgYVu1Rv9c_t5_f0FYa_9oXLYNIZbPdp9R8sF9w1prJf5OmgyWshqPQFp1541M8csR0jGVAAMxix/s320/IMG_20150520_175936.jpg)
Sonra eski mardine doğru ....otelimiz şehir dışında olduğu için taksi kullandık .Sonra öğrendik ki ring gibi otobüsler var ,onlar kullanılabilir.Nerede kalmıştık ..eski Mardin .Burada SEYRİ MARDİN diye bir cafe önerdiler.Kesinlikle gidebilirsiniz.İster yemek ,ister çay ,kahve ...Ama manzara süper.Yanında da normal çay bahçeleri ..aynı manzara ...tercih sizin .Yüzyıllık bir minarenin ışıklı görüntüsü altında ışık denizini buranın deyimiyle mardin denizini seyrediyorsunuz.Duygular ve manzara ,hissettikleriniz yazılamaz..
.Bu arada dünyanın en uzun insanı Sultan da çay bahçesine geldi .Ama tam çıkıyorduk ki fotoğraf alamadık .Gece mağazalar kapansa da bazıları açık .Ama hareket devam ediyor.İstediğiniz gibi dolaşabilirsiniz.Geceye devam etmek isteyenlere türkü barlar önerilebilir.Şahin tepesi adlı restaurantta öneriliyor.
Ertesi gün Hasankeyf ..
..Kültür bakanlığı ve çevre bakanlığı mahkemelik .Tam bir komedi değil mi?Bir yandan da baraj çalışmaları devam ediyor...Ama inanın arabada bile farklı sesler çıkıyor.Kimisi diyor ki '' burası yokedilemez'' ..kimisi de ''gelişim için şart ''diyor.
Ver elini Midyat ...yol boyu küçük büyük köylerden şehirlerden geçiyoruz. Mesela Ömerli diye bir şehir.14 BİN nüfus..sınıra gittikçe yaklaşıyoruz.Giriş sağlı sollu çınarlar,yemyeşil fıstık ağaçları ,tarım başlamış ,iki arada kalan halk rahat nefes almış.Ve şu an arabada Sibel Can diyor ki '' Kader ,kader,sen bana nazik davranmadın ''
Midyat merkez çok bakımsız kalmış .Ama çok otantik ya da mistik bir hava mı desem .Süryani mahalleleri ,türk mahalleleri ...Burada süryani nüfusu son yıllarda azalsa da yine varlar.Yezidiler var . o yüzden birçok din birarada yaşanıyor. Dinlerin buluşma noktasındayız .Müthiş bir duygu .Sıla dizisini çekildiği meşhur konağa gidildi.Gözalıcı mimarisiyle bu coğrafyayı yansıtıyor.Ama çevre berbat ,kokular ,çöpler .Meğer şöyle bir durum varmış. Midyat belediyesi AKP li .Ama bu bölgede oy HDP ye çıkmış .O yüzden hizmet gelmiyormuş .Turizm para kazandıracak ,zihniyet aynı ..Ülke kazanacak ,halk kazanacak ....hayır yanılıyorsunuz iktidar kazanmalı ...Midyat deyince telkari ...
.ve meşhur ev yapımı şarapları ..
.Bol bol alışveriş yapıldı ,eller kollar doldu ..İnsanlar yine sıcacık .Hemen tabureler atıldı ,çaylar söylendi ,siyaset yapıldı.Hala aşiret sisteminin ,ağalık sisteminin varlığından sözedildi .Midyatın turistik durumu konuşuldu .Hafta sonları o kadar kalabalık oluyormuş ki ,kaldırımlarda yürünemiyormuş .Ne güzel .NOT:Midyatta BEYAZ SU denilen bir yervarmış .Muhakkak görmelisiniz dediler.Ama bizim tur programımızda yoktu .Öğlen yemeği Midyatta yendi .Kaburga dolması meşhuuur dediler.Biz yemedik ama çok kişi tadına baktı .Çoook güzelmişş .Tekrar dönüyoruz Mardine..Şimdi alışverişzamanı .Önce Mardine has mavi badem şekerleri alındııı
.Heryerde BITTIM sabunları ....alınıyor tabi ki...vee ARTUKBEY kahvecisi ..kakuleli ,menengeçli ..sütlü gibi ama suyla yapılıyor.Ben çok sevdim ,nescafe gibi .Hemen ikramlar yapılıyor.Ayıp olacak ama itiraf edeyim aldığımızdan daha çok yedikkk .
Mardin ....acaba bir daha ne zaman gidebilirim ? Evet ,evet ,bir daha gitmem gerekiyor..Otobüsümüz Adıyamana doğru yola çıkıyor.Aklım ,duygularım Mardinde kalıyor ,uzaklaşana kadar kafalar arkaya dönük ......el sallıyoruz.....el sallıyoruz....
6 Haziran 2015 Cumartesi
URFALIYAM EZELDEN...
URFALIYAM EZELDEN....
Gaziantepten ayrılıp Urfaya doğru yola koyulduk .Ama önce başka duraklarımız var.Önce Birecikte Kelaynak kuşlarını ziyaret ...Dünyada nesli tükenmekte olan kelaynaklar burada koruma altında.Şu ana tam yavrular olduğu için yanlarına bile yaklaşamadık ...Önemli olan onlar varlıklarını sürdürsünler bu dünyada onların .....yokolmasınlar.
Halfeti ...Güneydoğuda bir cennet...Tarih ,doğa , medeniyet ...herşey burada ....tekne turu ile sessizliğin içine dalıp ,sular altında kalan cami ve evleri görüp ,buralarda kimler yaşadı ,nerelere göçtüler ,neler hissettiler ....bunları yaşayacaksınız.(Amma velakin bizde turist gezdirme bangır bangır müzik ,oyun havaları ,ankaralı turgut ..eşliğinde turizm olarak algılandığından müziği kapattırmak için savaş veriyorsunuz.Çünkü heryerde olduğu gibi buradada bu işleri yapanlar eğitimli olmayıp ,çoluk çocuk ..).. Halfetide öğle yemeği ....Bu suların özel balığı öneriliyor.ŞABUT BALIĞI...Tadına bakanlar çok beğendi..Patlıcan kebap ...süper ...bu yüzden de gidilebilir halfetiye...(Gel de yazma..Tam tepeye olmazsa olmaz bir otel kondurmuşlar yine doğaya uyum sağlamayan.birçok yerde çöpler birikmiş ..aynı uzungöl gibi derme çatma kafeler...Burada kalmasın insanlar...buraya el atmasın ...ama olmuyor ..yine sinirler tepede...ama ..hayır ..sessizliği dinle ...doğaya dön ...tadını çıkar ...burada sinirlenmek gerilmek yok ..)
Ve HARRAN ....Ağanın oğlu rehberimiz oldu burada. Birincisi Urfalı değil Harranlıyız diyorlar.İkincisi İbrahim Tatlısese kızıyorlar.Çünkü '' Urfada oxford var da ben mi okumadım '' meşhur sözüne...Ama neden kızıyorlar.Diyorlar ki ....dünyanın ilk üniversitesi burada kurulmuş ...astronomi ,matematik ,fizik ...temeller burada atılmış..Harran evlerini ticarete yani turizme açmışlar..kıyafetleri giyip fotoğraflar..atlarla gezinti ,yöresel tad ve kıyafet satışları ...eee normal ...zira ağaların eş ve çocuk sayısı epeyce fazla ....çook para lazım ....çocukların hepsi eğitimli .Kimi avukat ,kimi öğretmen .kimi kolejde ...ağa dedi vallahi ...
Harran evleri ,harran höyüğü ,harran ulu camii ,ilk islam medresesi ,....görüldü ...Başka bir dünya ....dünyamiz ne renkli ...ülkemiz ne renkli ....içim rengarenk ....içimde ankaralı turgut bile var şu anda .
....
Ve geldik urfaya ....Vayy vayyy ...nereye geldik ...batılıyız ya.geri kalmış bölgeler şehirler bekliyoruz..yazık Bandırmam sana ...Erdeğim yazık sana ...Urfaya girdik .Otelimiz süper. Tepeden baktık ki ...8 şeritli yollar, o da ne üstgeçit yürüyen merdivenli..,kocaman kocaman yemyeşil göbekler ,müthiş bir kentleşme.
.Urfayı 17 .kattan syrettik doyasıya....Gece haydi gidiyoruz ....Nereye tabi ki ...Sıra gecesine..Biraz mizansen tarzı olmuş ama turlarda böyle oluyor.Bazen beklediğini bulamıyorsun .Amma ne dedik ...burada herşeyden tad alacağız ...keyif birinci şart.Neyse sıra gecesi ya.....sıralandık ....Müzikler süper...urfa türküleri ....davul şov ...çiğköfte partisi ...ellerine sağlık ..oynadık ,yedik ,hüzünlendik ,halay çektik ...insanlar sıcacıK ,insanlar yani ...otobüsümüze kadar bindirip ,el salladılar,...gözler doluyor burada ,insanımız ah insanlarımız.....
Ertesi gün meşhur ,ziyaret edenlerin yarı hacı sayıldığı BALIKLI GÖL ..Yemyeşil alanlar,oturma yerleri ,HZ İbrahim camii ,Eyüp sultan sabır makamı ,,urfa kalesi ,,,,(tüm buraları gezerken rehberimiz Bora tarihi ,kültürel bilgilerle bizi aydınlatıyor tabi ki .)Her türde insan ,her din ,her kıyafet ,her dil var burada.Oturduk seyrettik ,seyrettik ...burada moda farklı ..kıyafetler yöresel..
Tv de ya da resimlerde gördüğümüz çocuklar rehberlik yapalım diye etrafımızdalar,el sallıyorlar ,..Suriyeli ya da ....çocuk işte ...dünyalılar işte...çocukların hepsi bizim değil mi
Urfaya gelirken Suruç mülteci kampını görüyoruz .Yüzlere çadır...binlerce insan Sıcak alabildiğine ,su yok ,ama yaşıyorlar.Urfalı da istemiyor onları .Kimse istemiyor.Peki suçları ne insanca yaşamak herkesin hakkı değil mi?cevaplar vicdanlarda...
Urfa belediyesi şu an AKP ...2004 ten beri özellikle FAKIBABA damga vurmuş .Şehri bu hale getiren o diyorlar başka birşey demiyorlar.Fakıbaba AKP ye kızıp istifa edince 2009 da bağımsız kazanıp devam etmiş .Urfalı o kadar arkasında yani Ama birara saadete geçmiş ,ayrılmış .2013 te yine AKP den aday olmuş ,seçilmiş belediye başkanlıığına .Şu an milletvekili adayı ...
Yani kısaca diyorum ki akp temelleri atılmış atılmış ...ama şu an suriyelilere karşı öfke belki biraz akp ye tepki olarak dönebilir.Yerini de hemen HDP doldurmaya hazır.Çünkü chp yok oralarda.
NOKTA ....meğer URFALIYMIŞIZ EZELDEN ....DE HABERİMİZ YOKMUŞ.(bir gece kaldım .Bunları yazdım .Mardin de iki gece ...Yaz yaz bitmez..)
Gaziantepten ayrılıp Urfaya doğru yola koyulduk .Ama önce başka duraklarımız var.Önce Birecikte Kelaynak kuşlarını ziyaret ...Dünyada nesli tükenmekte olan kelaynaklar burada koruma altında.Şu ana tam yavrular olduğu için yanlarına bile yaklaşamadık ...Önemli olan onlar varlıklarını sürdürsünler bu dünyada onların .....yokolmasınlar.
Halfeti ...Güneydoğuda bir cennet...Tarih ,doğa , medeniyet ...herşey burada ....tekne turu ile sessizliğin içine dalıp ,sular altında kalan cami ve evleri görüp ,buralarda kimler yaşadı ,nerelere göçtüler ,neler hissettiler ....bunları yaşayacaksınız.(Amma velakin bizde turist gezdirme bangır bangır müzik ,oyun havaları ,ankaralı turgut ..eşliğinde turizm olarak algılandığından müziği kapattırmak için savaş veriyorsunuz.Çünkü heryerde olduğu gibi buradada bu işleri yapanlar eğitimli olmayıp ,çoluk çocuk ..).. Halfetide öğle yemeği ....Bu suların özel balığı öneriliyor.ŞABUT BALIĞI...Tadına bakanlar çok beğendi..Patlıcan kebap ...süper ...bu yüzden de gidilebilir halfetiye...(Gel de yazma..Tam tepeye olmazsa olmaz bir otel kondurmuşlar yine doğaya uyum sağlamayan.birçok yerde çöpler birikmiş ..aynı uzungöl gibi derme çatma kafeler...Burada kalmasın insanlar...buraya el atmasın ...ama olmuyor ..yine sinirler tepede...ama ..hayır ..sessizliği dinle ...doğaya dön ...tadını çıkar ...burada sinirlenmek gerilmek yok ..)
Ve HARRAN ....Ağanın oğlu rehberimiz oldu burada. Birincisi Urfalı değil Harranlıyız diyorlar.İkincisi İbrahim Tatlısese kızıyorlar.Çünkü '' Urfada oxford var da ben mi okumadım '' meşhur sözüne...Ama neden kızıyorlar.Diyorlar ki ....dünyanın ilk üniversitesi burada kurulmuş ...astronomi ,matematik ,fizik ...temeller burada atılmış..Harran evlerini ticarete yani turizme açmışlar..kıyafetleri giyip fotoğraflar..atlarla gezinti ,yöresel tad ve kıyafet satışları ...eee normal ...zira ağaların eş ve çocuk sayısı epeyce fazla ....çook para lazım ....çocukların hepsi eğitimli .Kimi avukat ,kimi öğretmen .kimi kolejde ...ağa dedi vallahi ...
Harran evleri ,harran höyüğü ,harran ulu camii ,ilk islam medresesi ,....görüldü ...Başka bir dünya ....dünyamiz ne renkli ...ülkemiz ne renkli ....içim rengarenk ....içimde ankaralı turgut bile var şu anda .
....
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzj3abs5va_ZURWmq4475SyctcgOOLi1x9zMaiUCt-sxOsKhFqDLkaH7vGFR5GrLA7_4oYd4FXV1PQ1C_jcXJSsDgD3XafKCYoDhdogc8FXAYqPfiyzSad7QlBxNgaNC2rC3IeXqwHdsXv/s320/IMG_20150519_074637.jpg)
.Urfayı 17 .kattan syrettik doyasıya....Gece haydi gidiyoruz ....Nereye tabi ki ...Sıra gecesine..Biraz mizansen tarzı olmuş ama turlarda böyle oluyor.Bazen beklediğini bulamıyorsun .Amma ne dedik ...burada herşeyden tad alacağız ...keyif birinci şart.Neyse sıra gecesi ya.....sıralandık ....Müzikler süper...urfa türküleri ....davul şov ...çiğköfte partisi ...ellerine sağlık ..oynadık ,yedik ,hüzünlendik ,halay çektik ...insanlar sıcacıK ,insanlar yani ...otobüsümüze kadar bindirip ,el salladılar,...gözler doluyor burada ,insanımız ah insanlarımız.....
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRBK24LzA6N9pWprPDAZMChmDIXQ03wZzckfF1kbRzNjX6ModHA4GFbsQ6agWcoTcEJZQAbazezFpcxOelSI0FU3AicJtBRuc4d2iqyw-i3OrjAtiM7zSgCMeuom8jUCezJxeWGB_q2amz/s320/IMG_20150519_085056.jpg)
Tv de ya da resimlerde gördüğümüz çocuklar rehberlik yapalım diye etrafımızdalar,el sallıyorlar ,..Suriyeli ya da ....çocuk işte ...dünyalılar işte...çocukların hepsi bizim değil mi
Urfaya gelirken Suruç mülteci kampını görüyoruz .Yüzlere çadır...binlerce insan Sıcak alabildiğine ,su yok ,ama yaşıyorlar.Urfalı da istemiyor onları .Kimse istemiyor.Peki suçları ne insanca yaşamak herkesin hakkı değil mi?cevaplar vicdanlarda...
Urfa belediyesi şu an AKP ...2004 ten beri özellikle FAKIBABA damga vurmuş .Şehri bu hale getiren o diyorlar başka birşey demiyorlar.Fakıbaba AKP ye kızıp istifa edince 2009 da bağımsız kazanıp devam etmiş .Urfalı o kadar arkasında yani Ama birara saadete geçmiş ,ayrılmış .2013 te yine AKP den aday olmuş ,seçilmiş belediye başkanlıığına .Şu an milletvekili adayı ...
Yani kısaca diyorum ki akp temelleri atılmış atılmış ...ama şu an suriyelilere karşı öfke belki biraz akp ye tepki olarak dönebilir.Yerini de hemen HDP doldurmaya hazır.Çünkü chp yok oralarda.
NOKTA ....meğer URFALIYMIŞIZ EZELDEN ....DE HABERİMİZ YOKMUŞ.(bir gece kaldım .Bunları yazdım .Mardin de iki gece ...Yaz yaz bitmez..)
3 Haziran 2015 Çarşamba
GÜZEL ÜLKEMDEN BİR PARÇA ....GAP ...
Hemen hemen 17 saatlik bir yolculuktan sonra doğunun Parisi denilen Gaziantepteyiz.Şehre girer girmez ilk durak ZEUGMA müzesi ..Birecikbaraj kıyısında ....Poseidon ve euphrates villaları ...
.2011 de açılan müze dünyanın en büyük mozaik müzesi imiş.Baraj altında kalan eserlerden geri kalanlar.....arkeoloji müthiş bir dal...tek tek mozaiklerin biraraya getirilmesi...ve mö den insanların evleri yaşam tarzları havuzlarının dibindeki mozaikler evlerinin tavanlarındaki muhteşem eserler....sergileniyor..En gözde eser ÇİNGENE KIZ .Gerçi karar verilememiş erkek mi kadın mı çingene mi romalı mı ..ama varlığı önemli olan .Gaziantep deyince tabi ki bakırcılar çarşısı .
İkinci gelişim buraya .Ama bende hep hayal kırıklığı yarattı.Pazar günü oluşundan olabilr ,birçok işletme kapalı .çok özel şeyler var mı acaba.Ben anlamıyor da olabilirim .Yani çok etkileyici değil .Bu yüzden Antepte sadece yedik desem daha doğru olacak.Öğlen meşhur Halil Usta da kebap ,İmam Çağdaşta baklava olmazsa olmaz.Alışveriş had safhada .Biz hariç .Biz alışveriş yapmıyoruz ,Herşey yerinde güzel ,orada tadına bakıp bırakıyoruz.Antep fıstıkları çeşit çeşit....Esnaf o kadar alışkın ki herkes tadına bakıp geziyor herşeyin ...almaya bile gerek yok !
Sonraki durak Eşkiya filminden de hatırladığımız GÜMRÜKHAN oldu.Burada ünlü SEDDAR BEY kahvesini içtik .İki renkli ....Püf noktasını tabi ki vermiyorlar
.Sonrası otelimiz. Bakırcılar çarşısına çok yakındı .Ama herhalde yorgunluktan gece dışarı çıkmadık .
Gaziantep birgünlük bir şehir değil .Tur programıve sonuçta bir gün .Şehri yaşamak anlamak mümkün değil .Ama panoromik turdaki izlenimlerim klasik büyük şehir havası.Yüksek katlı binalar ,geniş bulvarlar ,yeşilparklar ile çok modern görünüm sergiliyor.1989 1994 1999 Seçimlerinde CHP li CELAL DOĞAN seçilip Antepin bir avrupa marka şehri olmasına adım atmış .Temelller ondan .Sonra TürkiyedekiAKP rüzgarı burada da esmiş ..Şu anda AKP Lİ FATMA ŞAHİN belediye başkanı.2011 genel seçimlerinde AKP %61,8 oy almış .Şehir geriye gitmemiş .AKP anadolu kaplanlarını yaratmış ,yatırımlar devam etmiş ..O yüzden AKP temellerini sağlam atmış Gaziantepte.
Ben Gaziantepi daha iyi tanıma işini antepli arkadaşım Aysuna havale ediyorum.Elbet bir gün bizi Antepe götürecek ve gerçek yüzünü gösterecek.
Hemen hemen 17 saatlik bir yolculuktan sonra doğunun Parisi denilen Gaziantepteyiz.Şehre girer girmez ilk durak ZEUGMA müzesi ..Birecikbaraj kıyısında ....Poseidon ve euphrates villaları ...
.2011 de açılan müze dünyanın en büyük mozaik müzesi imiş.Baraj altında kalan eserlerden geri kalanlar.....arkeoloji müthiş bir dal...tek tek mozaiklerin biraraya getirilmesi...ve mö den insanların evleri yaşam tarzları havuzlarının dibindeki mozaikler evlerinin tavanlarındaki muhteşem eserler....sergileniyor..En gözde eser ÇİNGENE KIZ .Gerçi karar verilememiş erkek mi kadın mı çingene mi romalı mı ..ama varlığı önemli olan .Gaziantep deyince tabi ki bakırcılar çarşısı .
İkinci gelişim buraya .Ama bende hep hayal kırıklığı yarattı.Pazar günü oluşundan olabilr ,birçok işletme kapalı .çok özel şeyler var mı acaba.Ben anlamıyor da olabilirim .Yani çok etkileyici değil .Bu yüzden Antepte sadece yedik desem daha doğru olacak.Öğlen meşhur Halil Usta da kebap ,İmam Çağdaşta baklava olmazsa olmaz.Alışveriş had safhada .Biz hariç .Biz alışveriş yapmıyoruz ,Herşey yerinde güzel ,orada tadına bakıp bırakıyoruz.Antep fıstıkları çeşit çeşit....Esnaf o kadar alışkın ki herkes tadına bakıp geziyor herşeyin ...almaya bile gerek yok !
Sonraki durak Eşkiya filminden de hatırladığımız GÜMRÜKHAN oldu.Burada ünlü SEDDAR BEY kahvesini içtik .İki renkli ....Püf noktasını tabi ki vermiyorlar
.Sonrası otelimiz. Bakırcılar çarşısına çok yakındı .Ama herhalde yorgunluktan gece dışarı çıkmadık .
Gaziantep birgünlük bir şehir değil .Tur programıve sonuçta bir gün .Şehri yaşamak anlamak mümkün değil .Ama panoromik turdaki izlenimlerim klasik büyük şehir havası.Yüksek katlı binalar ,geniş bulvarlar ,yeşilparklar ile çok modern görünüm sergiliyor.1989 1994 1999 Seçimlerinde CHP li CELAL DOĞAN seçilip Antepin bir avrupa marka şehri olmasına adım atmış .Temelller ondan .Sonra TürkiyedekiAKP rüzgarı burada da esmiş ..Şu anda AKP Lİ FATMA ŞAHİN belediye başkanı.2011 genel seçimlerinde AKP %61,8 oy almış .Şehir geriye gitmemiş .AKP anadolu kaplanlarını yaratmış ,yatırımlar devam etmiş ..O yüzden AKP temellerini sağlam atmış Gaziantepte.
Ben Gaziantepi daha iyi tanıma işini antepli arkadaşım Aysuna havale ediyorum.Elbet bir gün bizi Antepe götürecek ve gerçek yüzünü gösterecek.
4 Mayıs 2015 Pazartesi
HİÇ SUSMA NE OLUR
öyle bir arkadaşım var ki...hiç susmadan konuşuyor......her olayda akıl veriyorr..yol gösteriyor.ve ben onu hep dinliyorum ...pekiyi de ... iyi birisi mi acaba .o...yoksa benim kötülüğümü istiyor olabilir mi acaba .....ama yapacak hiçbir şeyim yok ...onu susturamıyorum ......çünkü o benim iç sesim .....kalbimden ,yüreğimden yükselen sesler ....hissettiklerimi beynim şekillendiriyor....karşıdan çok mantıklı görünüyorum belki de.....hımmm ...evet ....mantıklı hareket eder ....ama benim hislerim mantıklı galiba bu durumda.....çünkü bu yaşıma kadar hep iç sesimi dinledim ...ona güvendiğim için mi ...hayır ...başka türlüsünü yapamadığım için.....iyi veya kötü ....doğru veya yanlış ....geldiğim noktayı sorgulamıyorum ....geçtiğim yolları sorguluyorum....bu yollarda karşılaştığım zorlukların bana kattıklarını ,yaptığım yanlışların nelere yol açtığını ,bu yolculukta bana eşlik eden kişileri ,bazen benim yolda bıraktıklarımı ,bazen de beni bırakanları ,....ve hala yanımda olanları....sevmediysem usulca uzaklaşmamı ....sevdiysem ahtopat gibi sarılışımı ....bazen dışardan bakınca kendimi hiç sevmeyişimi ....bir çok huyuma sinir oluşumu ....hep karşımdakini anlamaya çalışmamı ,....empatinin en sevdiğim kelime oluşunu ....maddenin anlamsızlığını ,kullandığım deterjanın adını bile bilmeyişimi ....para mı ...o da ne ....varsa harcarım ...yoksa yoktur ...beni mutsuz edemeyeceğini ....ölümün ...sonsuz ayrılığın olduğu bir dünyada maddeniin beni üzemeyeceğini ......işte ben bunları sorguluyorum .....Çünkü başka türlüsünü yapamıyorum ....Dedim ya içsesimi susturamıyorum .
8 Şubat 2015 Pazar
LÜTFEN ÖĞRETMENİM ......
Disiplin kurulunda görevli olduğum zamanlardı .Öğrenci olayları ,suçları inceleniyor ,yönetmeliğe göre cezalar veriliyordu .Öğrenci dersi dinlemedi ,kitabını getirmedi ,saçını uzattı ....saçma sapan şeyler ...bana göre.
İşte yine o toplantılardan birinde ...
9. sınıflardan bir öğrenci geldi karşımıza.Küçücük bir şey ...Resmen titriyor karşımızda.Sigara içmiş okul bahçesinde ,tenha bir köşede.Nöbetçi öğretmen de yakalamış onu.
Bir taraftan titriyor , bir taraftan da bize diyor ki ...
'' lütfen öğretmenlerim ,ne olur affedin .Biliyorum ben HAYATIMIN HATASINI yaptım ''
Biz öğretmenler birbirimize baktık ve o an koptuk ve gülmeye başladık ..ağlasak mı ..gülsek mi ..
15 yaşında hayatımın hatası ....Keşke hep yapacağın hatalar bunun gibi olsa küçük çocuk ...
İşte yine o toplantılardan birinde ...
9. sınıflardan bir öğrenci geldi karşımıza.Küçücük bir şey ...Resmen titriyor karşımızda.Sigara içmiş okul bahçesinde ,tenha bir köşede.Nöbetçi öğretmen de yakalamış onu.
Bir taraftan titriyor , bir taraftan da bize diyor ki ...
'' lütfen öğretmenlerim ,ne olur affedin .Biliyorum ben HAYATIMIN HATASINI yaptım ''
Biz öğretmenler birbirimize baktık ve o an koptuk ve gülmeye başladık ..ağlasak mı ..gülsek mi ..
15 yaşında hayatımın hatası ....Keşke hep yapacağın hatalar bunun gibi olsa küçük çocuk ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)