8 Ocak 2018 Pazartesi

VURUP KIRSANIZ DA,HAVA MİS GİBİ




                     
             VURUP, KIRSANIZ DA,  HAVA MİS  GİBİ...

2018 yılına girdiğimiz şu günler, ne de güzel günler. Ocak ayının ortalarına geldiğimiz, takvimlere baktığımızda mutlu olduğumuz, sevindiğimiz, kendimizi kandırdığımız, daha çok yaprak var koparılacak, çok vaktimiz  var daha yaşamak için, dediğimiz günler. Hava mis, az daha ağaçlar çiçek açacak, insanlar sokaklarda, cafelerde, bahçelerde. Kimse daha sandıklardan, divan altlarından çıkarmış olduğu kalın kazaklarını, soğuk geçirmeyen kaz tüyü montlarını, su geçirmeyen botlarını, çizmelerini giyemedi. Sanki bir kaç zaman sonra yaz geliverecek, üzerimizdeki ince hırkaları da atacağız sanki sanki sahillere koşuvereceğiz, sanki Akdeniz akşamlarını söyleyecek sahilde gençler.

Sanki 2018 bir huzur yılı olacak ülkemiz için, sanki,   sanki her ağızdan barış sözcükleri dökülüverecek, sanki, sanki hani dedik ya ağaçlar çiçek açacak, işte öyle sevgi tomurcukları açacak insanlarımızda… Sanki 2018 de sadece kendimizle barışmayacağız, komşularımızla da barışacağız. Zeytin dalları uzatacağız Fransa’ya, Amerika’ya, Suriye’ye,  İran’a, tüm dünyaya… Yardım edeceğiz tüm insanlığa, mültecileri Ege denizinde ölüme terk etmeyeceğiz, Suriyeli göçmenleri ülkemizde dilendirmeyeceğiz. ‘’Düşünüyorum, o halde varım’’ diyen insanları hapislerde çürütmeyeceğiz. Güzel günler, barış dolu günler, huzurlu günler bekliyor bizi sanki, sanki...

Bizi bize bıraksalar, gerçekten de olacak sanki bunlar. Yüce gönüllü insanımız,  verecek birbirine sevgisini, komşusuna gösterecek tüm içindeki hoşgörüyü, desteği, koşacak yardımına zor durumda, birlik ve beraberlik içinde yaşayacak da yaşayacak.

Velâkin izin vermiyor ki, amiyane tabirle tepemizdekiler, tepemize basa basa binenler ve de ayaklarıyla tepine tepine ezenler. İzin vermiyorlar ki, ne zaman içimizde bir umut kırıntısı doğacak gibi olsa:




‘’VURDUK MU OTURTURUZ’’

Fransa gezisi dönüşünde uçakta konuşan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bir sözü.(7.Ocak.2018)
ABD’nin YPG’ ye verdiği desteği eleştiren Erdoğan YPG ve PKK ya yönelik olarak bu sözü söyledi.’’Ben Türkiye’yi asla zayıf olarak görmüyorum. Biz VURDUK MU OTURTURUZ’’.  Ne kadar diplomasi harikası söylemler. Gurur duyduk gurur!

KIZINA GÜMÜŞ TAKILMAZ, ERKEĞİNE HAVA ATILMAZ
BİZ NEVŞEHİRLİYİZ, BİZE ŞEKİL YAPILMAZ

T.C’nin Başbakanı’nın AKP Nevşehir İl Kongresinde, Kılıçdaroğlu’nun erken seçim önerisine cevabı( 6.Ocak.2018)
Bir başbakanın birikimini ne güzel ifade ediyor bu dörtlük. Bandırma Palas Kahve ye söyleyelim de kahvenin yanında verdiklere niyetlere eklesinler bu maniyi.

Bu da bizden Erzincan'lı olan Sayın Başbakan'a gitsin.

Erzincanda bir kuş var
kanadında gümüş var
gitti ibiş gelmedi
ecep bunda bir iş var.

KIRIN AYAĞINI SUÇU BANA ATIN

Ankara’da düzenlenen Uyuşturucu Konferansı’nda uyuşturucu satıcıları ile mücadele kapsamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözleri.(4.Ocak.2018)
Yasaları uygulatmakla yükümlü kurumların en en başındaki bir bakanın sözleri, kahvehane ya da sokak jargonu mu ki bu sözler? Kırın, dövün, öldürün. Şiddet yaşam tarzımız!

TAYYİP BEY, MUHTAR OLACAKSIN DESE, SÖZ VERİYORUM, ADAY OLURUM.

Şanlıurfa’da konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba ,’’her zaman vatandaşlarımın ve partililerinin emrinde olduğunu ‘’ifade etti.
Ama bizler, çok zeki olduğumuz için aslında kimin hizmetinde, galiba ve de hatta bir tek adamın hizmetinde olduğunu anladık tabi ki. Hizmet bahane, tek adam şahane!


BERKİN’İ, NURİYE’Yİ, SEMİHİ DÖVÜN.

28 Aralık 2017’ de Jones Alleman adlı Google play tarafından yayına sunulan’’USTA DAYAĞI:ERDOĞAN 15 TEMMUZ DARBECİLERİNE KARŞI ’’  adlı oyunda, bir kahraman Osmanlı Yiğidinin tüm şer odaklarına karşı tek başına mücadelesini konu alıyor.Bu Osmanlı yiğidimiz de çok şükür ki Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan oluyor. Bir sağ kroşe açlık grevine kalkışan Nuriye’ye, bir sol Semih’e, bir kafa gazetecilere, bir ayak tekmesi barış isteyen akademisyenlere… Gelin teker, teker GELİN!

İDDİALI BİR ŞEY SÖYLEYEYİM, BİZ DÜNYAYI DEĞİŞTİRDİK.

Sayın İçişleri Bakanı Soylu Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde AKP Gençlik kollarının toplantısında ‘’ biz dünyayı negatif yönde ayrıştırmaya çalışanlara karşı, zalim bir denge kurmaya çalışanlara karşı, dünyayı değiştirdik.’’ Hay Allah, biz de bekliyorduk, ülkemizde negatif ayrımcılık bitsin diye. Oysa büyüklerimiz çok haklı olarak önce bütünü yani dünyayı düzeltmekle meşgullermiş. Tümden gelim yöntemi uyguluyoruz herhalde. Aristoteles’i örnek alıyorlar kendileri. Saygı duyuyoruz kendilerine. Aristoteles’in tümdengelim metodunu kullanıp, bilime duydukları inançtan dolayı!


 HZ.NUH GEMİSİNDE İKEN OĞLUYLA CEP TELEFONU İLE KONUŞTU.

İ.Ü Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr.Yavuz Örnek, Hz.Nuh’un büyük tufan sırasında cep tel kullandığını, gemisinin nükleer enerji ile hareket ettiğini ve insansız hava araçlarının kullanıldığını iddia etti.
Herkes de ayaklandı, ben şahsen hiç de ayaklanmadım.
Çok da takdir ettim kendisini. Şöyle düşündüm, yukarıdaki sözlerin edildiği bir dünyada yaşayacağına, hocam kendi yarattığı dünyasında yaşıyor. Hem bütün insanlık olarak, Tanrıların Arabalarını yazan ERİCH Von Daniken’ e inanıyoruz da sayın hocamı niye yerden yere vuruyoruz ki, değil mi ama?

Havamız mis, ağaçları kandırıyor bu mis hava, Türkiye’de hepimizin birilerine kandığı gibi, sonuçta bizim topraklarımızın ağaçları işte, kökler aynı kök, genler aynı gen, kandırılmaya kodlanmış.
Umudumuz da kanmak istiyor bu mis havaya, yeşermek istiyor, çiçek açmak, mis kokular yaymak istiyor.

Mis gibi bir kahve kokusu gibi, fırından çıkmış bir simit kokusu gibi, yağmurdan sonraki ıslak toprak kokusu gibi, yeni aldığınız bir kitabın sayfalarının kokusu gibi, yatağınıza serdiğiniz temiz bir çarşaf kokusu gibi, mis gibi…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder