CHP , KAFTANCIOĞLU VE YENİ BİR ŞEYLER SÖYLEME ZAMANI
…
Gribin hangi türüyse bilemem, domuz olma ihtimali çok büyük,
bir türlü gitmediğine göre, yakana yapışıp kanını emdiğine göre, kemiklerine
yerleşip sızım sızım sızlattığına göre. En önemlisi de beyninin derinliklerine
girip düşünme kabiliyetini de ele geçirdiğine göre, evet bu domuz gribi.
Arada bir gözümü açıp haberlere göz attığımda, ya da twitterdan
yaşananlara bir göz attığımda, hemen bir şeyler yazmalıyım dedirten yüzlerce
olay ekrandan akıp gitti, tutamadım, kalkıp yazamadım da birkaç cümle.
Ateşli anlarımdan birinde, kızgın bir boğa gibiydi Sayın Cumhurbaşkanımız.
Onu hatırlıyorum hayal meyal. CHP İstanbul İl Başkanlığını kazanan Canan
Kaftancıoğlu’na bir yüklenişi vardı ki. Hayal görüyorum dedim kendi kendime. Bir ülkenin Cumhurbaskanı , bir muhalefet partisinin , bir il başkanına kükrüyor. Sonuçta
Canan Hanımın seçilmesi, kötü bir seçim ise ve yanlış bir seçim ise, CHP adına,
Sayın Cumhurbaşkanına ne oluyor, anlayamadım. Nasıl yerden yere vuruyor, ne
teröristliğini ne vatan hainliğini bırakıyor Canan Kaftancıoğlu’nun. Gerçi biz
alışkınız, Sayın Cumhurbaşkanım, farklı her sese terörist dediği için
yadırgamamak lazım.
İktidarın , Canan Kaftancıoğlu’nun üzerine bu kadar çok
gitmesini, ben ‘’demek ki olumlu bir adım olmuş bu seçim’’, diye nitelendirdim.
Ahmet Hakan ‘ da köşesinde yine halkı şimdiden yönlendiren yazısını yazdı ya, İstanbul’da
esnafın karşısına çıkamaz bu il başkanı ile CHP diye, yine ters köşeden vurdu,
eski dostlarından bir aferin almıştır, Aydın Doğandan da tabii ki…
CHP çizgisi değişmişmiş diye çok üzülüyor ya bir kesim. Ben de , CHP’nin çizgisi mi vardı ki diye soruyorum. MHP’nin çizgisi bellidir, AKP ‘nin
de, Saadetin de, İyi partinin de.
CHP ise sallanan bir kayık gibiydi yıllardır. Bazen
ulusalcı, bazen Mhp’den daha milliyetçi, yerli ve milli, tam Tayyip Erdoğan’ın dediği
gibi. Aman milliyetçilerden de oy kapalım, aman namaz kılanlarada kucak açalım,
aman çarşaflı bacımızı da kaçırmayalım. Oysa partilerin bir çizgisi olur, o
çizgi öyle güven verir ki, çarşaflısı da , yoksulu da, patronu da,işçisi de o
çizgiye gider.
Ama bizim bu yerleşik değerlerin, yani vatan,din,
milliyetçilik, bayrak … dışında o kadar büyük sorunlarımız var ki, dökülüyor
Türkiye, dökülüyor lime lime olmuş durumda.
Bir büyükşehir hastanesinde 115 çocuk hamile kaydı
bulunuyor. Nerden tutsak elimizde kalıyor. Bu ÇOCUKLARIN AİLELERİ, hastane
doktorlar, hastane yöneticileri, hangisine el atsak…Herkes mi akıl tutulması yaşıyor?
15 yaşında çocuklar karne alacakları gün ülke sarsılıyor,
çocuk hamileler ile…
Yerleşik değermiş, milliyetçilikmiş geçelim bunları bir bir
artık. Artık başka şeyler söyleme zamanı.
Bu çocuklara iyi bir eğitim sözü verme zamanı,
Onları İmam Hatiplere
mahkûm etmeme sözü verme zamanı,
Onların ailelerine iş, sigorta, sağlık, insanca yaşam sözü
verme zamanı,
ONLARI küçük anneler olmaktan kurtarma zamanı,
Güneydoğu da barış sözleri verme zamanı, Kürt meselesinin
savaş yöntemleri dışında da çözülebileceğini söyleme zamanı,
İŞÇİ, emekçi, grev, sendika, eşit vatandaşlık hakları
kelimelerini daha çok kullanma zamanı
Canan Kaftancıoğlu her fırsatta sol bakış açısını gündeme
getiriyor, ilk gençlik yıllarımdan beri sol değerler gömleği giydim, diyerek
çizgisini belli ediyor ve yerleşik değerlere karşı farklı değerler öne sürüyor
ve yeni bir şeyler söylüyor.
O yüzden Canan Kaftancıoğlu’nun seçilmesi, rahat rahat
iktidara yürümek isteyenleri rahatsız etmiş olabilir. Değişik bir sözü olanlara ne cevap
vereceklerini bilememiş olabilirler, paniklemeleri bundandır.
Çünkü Onlar savaşı biliyorlar, çünkü onlar kendi çocuklarını
değil, sıvasız evlerin çocuklarını sınır ötesine göndermeyi biliyorlar, onlar
hava harekâtı biliyor. Oysa Türkiye 30 senedir bunları yaşıyor, bir şey
değişmiyor.
O yüzden belki de şimdi Canan Kaftancıoğlu gibi yeni bir
şeyler söyleme zamanıdır.
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağzım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım
MEVLANA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder