Sayfalar

5 Haziran 2021 Cumartesi

 





BU KİTABI OKUYUN, HAYATINIZ DEĞİŞSİN…’’TATAR ÇÖLÜ – DİNO BUZZATİ ‘’

Yüzbaşı Drago 6 aylık süre için görev yapmak üzere ülkenin en kuzeyinde, önünde uçsuz bucaksız bir çöl –TATAR Çölü - serili olan Biotini kalesine tayin olmuştur. Amacı sonrasında hemen şehre geri dönmektir. Kale, üstleri tarafından unutulmuş, umursanmayan bir kaledir aslında. Hatta kaleye saldırması beklenen,  bir zamanlar buralarda yaşadığı sanılan Tatarlar bile efsanelerde kalmıştır. Ama yaratılan düşman ve kahraman olma arzusu bu çöl ortasındaki kalede, tekdüze hayatın içinde olan askerin motivasyonunu ateşlemektedir. Bu süreçte Drago ve arkadaşları kuzeyden gelecek olan düşmanı ve savaşarak ulaşabilecekleri onur payesini ve kahraman olmayı bekleyerek hiç anlamadan yıllarını geçirmişlerdir. Ki zaman acımasızdır, kimi zaman bir şelale, kimi zaman akreple yelkovanın maratonu gibi hız limitini aşmaktadır.- Bir düşmanın varlığı her zaman ideolojilerde kitleleri uyuşturmak adına işe yaramaktadır. -

Zamanla benimsenen rutin, çölün esrarengiz, durağan görüntüsü alışkanlık yaratır. Öyle ki , Drago kaledeki ilk gecesinde sarnıçtan damlayan su yüzünden uyuyamaz. Sonrasında alışır.  Hatta evine izinli gittiğinde bu sefer de su sesi olmadığı için uyuyamaz. Ve geri dönme isteği uyanır içinde. Konforlu odasını, üzerini titreyen annesini, kadınları, şehrin eğlencesini, iş güç sahibi olmuş arkadaşlarını bırakıp, durağan hayatına geri dönmek ister.

Kaledeki rutin hayat bir koza gibidir. Güvenli, alışıldık. Alışkanlıkların tanıdık rahatlığını kaybetmemek için Dragon bir türlü tayin istemez. Nasıl olsa istediğim zaman geri dönebilirim düşüncesi ile erteleyerek gençliğini ve sonrasında tüm hayatını bir kaleye teslim eder.

Ama Dragonu hayal kırıklığına uğratıp,  biraz kendine gelmesini sağlayan olay,  şehre gittiğinde sadece ilk ve son kez tayinini istemek için komutanın yanına çıktığında, kalenin asker sayısının azaltılacağını öğrenmesi ve birçok arkadaşının dilekçe yazmış olması ve kimsenin birbirine haber vermemesi olmuştur. Oysa Drago kaledeki herkesin isteyerek kalıp,  düşmanı beklediğini sanmıştır. Arkadaşları kendisini aptal yerine koymuşlar alay etmişlerdir. Haksızlık ciddi bir yaraya dönüşür yüreğinde. İstifa da edebilirim, sonuçta gencim daha der, yine. Ve sonuçta arkadaşları ellerine fırsat geçer geçmez birer birer ayrılırken o daha önce farkına varıp dilekçe yazmadığı için kalmaya devam etmiştir. –

Ve Drago sonuçta otuz yılını kalede geçirmiştir. Bu kadar yılın sonunda ise olmayacak olan gerçekleşmektedir. Düşman kale surlarına yaklaşmaktadır. Ve o sırada Drago ciğerlerinden hasta yatmaktadır. Bu haberle ömrü boyunca beklediği düşmanın geleceğini duyunca çok mutlu olur, en azından kahraman olarak ölecektir. Herkese bu kalede ömrünü boşuna geçirmediğini gösterecek, kahraman olarak anılacaktır. Fakat kale komutanı hastalığı nedeniyle sorumluluk almak istemeyip Drago’yu kalede tutmayıp şehre göndermeye kalkınca ikinci kez yıkılır.

‘’Tüm yaşamı dünyadan tamamen tecrit edilmiş bir şekilde orada geçmiş, otuz yılı aşkın bir süre düşmanı beklemek için kendini her türlü zevkten mahrum kılmış, şimdiyse, tam düşman gelirken kovulmuştu. ‘’ ‘’Onurlu bir ölümü de kaybetmiştir Drago…’’ ( kitaptan)

‘’ Varoluşun anlamsızlığı boylu boyunca serilir önüne. Gündelik hayatın durağan ritmi, alışkanlıkların uyuşturucu etkisi ruhunun derinliklerine işlerken Tatar Çölü’nün sadece kendisinin değil aynı zamanda insanlığın sınır bölgesi olduğunu anlar’’(kitaptan)

…………………………………………………

 O kadar etkileyici bir kitap yazmış ki Buzotti.  Biotini Kalesi hepimizin kalesidir. Evimizdir… Şehrimiz, mahallemiz, köyümüzdür. Çöl ise hayatın tekdüzeliği ve değişmezliğidir.  Bu tekdüzelik uyuşturucudur, atalet olarak sıvanır insanoğlunun üstüne. Alışmak kolay ve Rahat olandır. O yüzden insanlar risk almaz, karşı koymaz, boyun eğer kurallara. Alacağı kararları ‘’daha gencim, önümde çok zaman var’’ diyerek erteler.  Hep ileridedir onların Tatarları. Şan, şöhret, para, pul. Bir nevi körlük yaşatır insana tekdüzelik.  Sezgileri körelir, çevresindeki oluşmaya başlayan toplumsal çürümeyi de, bireysel kötülükleri de fark etmez. Çölü seyreder durur. Ta ki beklediği, yıllardır gözlediği düşman gelene kadar. Ne yazık ki o da ölümdür…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder