Sayfalar

20 Mart 2021 Cumartesi




DÜNDEN BUGÜNE  ŞİİR GİBİ  KADINLAR

DİDEM MADAK’tan –annesizlikten şair olmuş özlemlerin kadını-

Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım

Büyük gemiler de yok artık bayım

Büyük yelkenler de

Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım.

İşte az önce bir karabatak daldı suya

Bir süredir kayıp

Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya

Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.

Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.

Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen

Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?

Bir gül, bir güle derdi ki görse

Yalan söylüyorum

Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.




MİHRİ HATUN( 1460-1506 ) –osmanlı döneminin divanı ilk elimizde bulunan kadın şairi-

Râzıyam cânâ gerek ağlat gerek güldür beni   (Ey sevgili! Beni ister ağlat, ister güldür, razıyım.)

Dönmezem senden gerek dirgür gerek öldür beni ( İster yaşat, ister öldür senden vazgeçmem.)

Mihrî’yem aşkunda dahi nice yıl yeldür beni (Ben nice yıl aşkının peşinden koşacak olan Mihrî’yim.)

Sâdıkam yolunda ben Allah hakkıçün begüm ( Beyim, Allah hakkı için ben senin yolunda sadığım.)




 FÜRUĞ FERRUHZAD (1934- 1967) –İran’ın kederli şairinin henüz 17 yaşında yayınlanan şiiri-  

Günah

Günah işledim lezzet dolu bir günah

Titreyen esrik bir tenin yanında

Tanrım ne bileyim ne yaptım ben

O karanlık susku dolu zulada

O karanlık susku dolu zulada

Baktım gözlerine gizemleriyle dolu

Gözlerimin çaresiz isteklerinden

Kalbim göğsümde çırpınıp durdu

O karanlık susku dolu zulada

Yanında darmadağın oturdum

Dudaklarıma heves döktü dudakları

Deli kalbimin üzüncünden kurtuldum

Aşkın öyküsünü okudum kulaklarına:

Seni istiyorum ey benim cananem!

Ey bağrı can bağışlayan, seni

 arzu alevlendi gözlerinde

kırmızı şarap raksetti kadehte

tenim o yumuşacık yatakta

kendinden geçerek titredi onun göğsünde

günah işledim hazla dolu bir günah

sıcak, ateşli bir kucakta

günah işledim demirden

ateşli, öç peşinde kollar arasında


SYLVİA PLATH –( 19932- 1963)tutkulu yaşayıp tutkulu gidenlerin sesi-

AYNA

Gümüştenim ve hatasızım. Önyargım yok.

Gördüğüm her şeyi yutarım anında

Tam olduğu gibi, puslanmadan aşkla ya da nefretle.

Zalim değilim, doğrucuyum sadece-

Küçük bir tanrı gözüyüm, dört köşeli.

Çoğu zaman karşı duvara dalar, düşünürüm.

Pembedir rengi, kum desenli. Öyle uzun baktım ki ona

Kalbimin bir parçasıdır sanırım. Ama titreşir.

Yüzler ve karanlık ayırır bizi tekrar tekrar.

Bir gölüm şimdi. Bir kadın eğilir üzerime,

Yoklar sınırlarımı, görmek için gerçekte ne.

Sonra döner o yalancılara, mumlara ya da aya.

Görürüm sırtını, yansıtırım bağlılıkla

Ödüllendirir beni gözyaşlarıyla, elleri çırpınarak

Önemliyim onun için. Gelir ve gider.

Her sabah yüzüdür karanlığın yerini alan.

İçimde boğdu bir genç kızı, ve içimdedir bir yaşlı kadın

Korkunç bir balık gibi, günbegün ona doğrulan.


SAPPHO,(MÖ.630 ) antik dönemin Yunanlı  cesur kadın şairi

'’dalın, en tepedeki dalın ucundan sarkar

elmanın en tatlısı;

bıraktılar orada onu, koparmadılar;

sanma ki unuttular;

uzanamadı ki kimse taa oralara'’

--------------------------------------------

‘’Ölüm kötü bir şey bak,

İşte tanrılardan belli

İyi bir şey olsaydı ölüm

Önce tanrılar ölmez miydi?’’

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder