TETİKLEYEN FOTOLAR
GÜNAYDIN PAZAR OKUYUCULARIM. Çok sevgili arkadaşlarım. Bu
hafta aynı geçen hafta gibi geçti. Geçen haftada bir önceki gibiydi. Şikâyetçi
olarak söylemiyorum kesinlikle, sağlıklıyız, aşı zamanımızı bekliyoruz
evimizde.
Lakin evde sakince otururken bile sinir bozucu görüntüler
servis ediliyor tabi ki, malum teknoloji çağındayız. Bir sürü gerekli gereksiz
kişilikler evini dolduruveriyorlar bir anda.
Örneğin Mustafa Sarıgül’ü gördüm en son karşımda, son model
bir arabanın içindeydi kendileri ( hem de hacizli bir araba imiş bu arada). Audi
a8 long imiş markası, fiyatı ise 3 milyoncuk TL imiş.( Sevgili öğrencim Hamdullah ne kadar Türk
lirası oluyor bu yani, anlat bakalım öğretmenine J))
Yanında da acı çekiyormuş ifadesiyle bir adamcağız var. İkisi bir şarkıya eşlik
etmeye çalışıyorlar belli ki. Ben, Mustafa Sandal’ın ‘’onun arabası var, güzel mi
güzel’’ şarkısıdır diye düşünmüştüm. Ama videonun sesini açınca karşıma
Bozkır’ın tezenesi Neşet Ertaş çıkmaz mı? ‘’Biz
doğduğumuzdan beri yoksulduk. Varlığı
görmedik ki yoksulluktan şikâyet edelim.’’ diyen Neşet Ertaş’ı düşündüm o
arabada bir an. Atardı kendini herhalde o Audi’den. Ama yüzü arı sokmuş gibi şişirilmiş, çiçeği
burnunda politikacı Sarıgül Anadolu yollarına çıkmış Neşet Usta’yı kullanarak
oy isteyecek halkımızdan.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUPs_XCdyW6iPqTYYZ_0Jn2NjfTOhE-vpNEH7RiqwOlNjZVvMp5Tgw1o7BKEGgdOqo1OG-sBqQUjW229I86_BFdBPuy8T8ZUA0BAfpBUwi3z4xO1ya1A6SriPAKiyMqm_6-4dJYojhWIeX/s320/mustafa-sarigul-den-hacizli-audi-de-basarisiz-playback-sov_95560.png)
O zaman şöyle düşündüm, en kısa zamanda bir anti politika
aşısı bulunsa da (yerli ve milli bilim insanlarımız Cem Şahin ve Özlem Türeci’den
rica etsek, hiç olmazsa ülkelerine böyle faydalı olsalar ) Sarıgül’e, Muharrem
İnce’ye uzak dursunlar diye, Erdoğan’a, Kılıçdaroğlu'na ve Bahçeli büyüğüme de’’
kardeşim 20 yıldır yeter artık, bebeler büyüdü, kaç kuşak geldi geçti, virüsler
çağ atladı’’ diye vurulsa…
Sadece bizimkiler ziyaret etmiyor tabi ki , dünyadan da
politikacılar uğruyor ara sıra evlerimize.
Sarıgül’ün fotoğraflarına bakarken birden başlayan mide
bulantıma ne iyi gelir diye düşünüyordum ki, ekranda bir fotoğraf ilaç gibi
geldi bana. Birden bir ferahlama yüreğimde, reklamlardaki gibi bir nane esintisi
doldu ağzımın içine.
Geçtiğimiz günlerde demokrasi satıyorum diye özellikle Ortadoğu’yu
ve hatta dünyayı yıllardır birbirine kırdıran, eli silahlı Amerika’nın dokunulmazı
sayılan Beyaz Sarayı işgal edilmişti bildiğiniz gibi. İsmi bilinmeyen kabile ülkeleri bile olanları şaşkınlıkla izlemiş, ‘’Amerika’ya demokrasi tavsiyesinde bulunmuşlardı.
Beyaz Saray bizon kafalı insanlarla kuşatılmış, biz hayretle izlerken olanları, dünya yerinden milim oynamış, güneş bile
olanları seyretmek için bir güneş hızının binde biri dünyaya yaklaşmıştı. Kimileri de devran döner, ilahi adalet diye bıyık altından
gülerek izlerken, Trump ‘’bana ne
hakkımı yediler, beni oynatmıyorlar’’ diye mızıklanıp ağlamıştı. İşte bu olayların
akabinde sonunda yemin töreni gelip çatmıştı.
İşte o gün, yani 22 OCAK 2021 günü Biden’in yemin töreninde, sahnede Lady
GAGA, Jennefer Lopez şarkı söylerken, Biden bile bir an önce şu
yemini etsem de odama gidip uzansam, derken, kısaca o hengameli ortamda …
BİR ADAM , eldivenleri, eski kahverengi bir ceketi ile bir
rejisör sandalyesine oturmuş uyukluyordu. Bu poz beni benden alıverdi. Umurunda
olmamak, dünya yansa, bana ne kardeşim, der gibi aklıma birçok kullanmak
istediğim cümle kalıbı geldi. O anda hemen eldivenlerimi takıp yanına gidip oturabilsem ben de keşke diye düşündüm. Sona da kim bu ayrık otu, sihirli, renkli ve gürültülü dünyada, dedim ve araştırdım hem kendim hem de sizler
için.
Bu adam Bernie Sanders imiş. Kendini, demokratik Sosyalist,
olarak niteleyen, sonra yeterli oy alamayınca Biden adına yarıştan çekilen,
aynı zamanda Amerika’da tek Yahudi Başkan adayı olan adam. (belki ileride o da
olur tabi ki özgürlükler ülkesi Amerika’da. Ama henüz halkın hazır olmadığı
söyleniyormuş)
Bernie Sanders Polonya göçmeni Yahudi kökenli bir ailenin
oğlu ve babasının ailesinin Naziler tarafından katledildiği biliniyor.
Kendisi Chicago üniversitesi mezunu
olmasına rağmen mesleği marangozluk. Ve meslek hayatı boyunca sendikalar, sivil
toplu örgütlerinde çalışarak politikaya adım atmış.
Zenginlere karşı yoksulları savunma çabası, ABD’nin Körfez
Savaşı ve Irak işgallerine karşı çıkan, savaşa karşıt fikirleri ile hep
eleştirilen Sanders bu nedenlerle oy kaybetse de Sosyalist kimliğinden ödün
vermemiş.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjl0j1S-6j21IjDEA52u0fOFrXgKALwMeq9i2tQbB4eF_y3zNq6JIZpOZYhYqj0hE4aUPtc_lRgLDLbRwys5Q0_9C7qBuFWgWmMTTqXLuZ22DqVXaD_4lYzmhsMmw_Z8Il9os-c3gJ5ogcM/s320/Screenshot_20210123_194356.jpg)
Gelir eşitsizliğini azaltmak, asgari ücreti artırmak, göçmenlere
uygulanan insanlık dışı uygulamaları değiştirmek, eski askeri müdahaleleri
önlemek gibi söylemlerle ne yazık ki halkın oyunu kazanamamış, ama bütün
dünyadaki sol camianın kalbini kazanmış.
İşte bu Bernie, yemin töreninde bu pozu ile dünyanın ilgisini
bir daha çekti ve tabi ki sosyal medyanın da eğlencesi oldu. Oldukça sıkılmış ve üşümüş şekilde
görüntülenen Bernie ‘’ sıcak kalmak için elimden geleni yaptım’’ dedi.
Bernie’nin eldivenlerinin de hikâyesi varmış bu arada. Bu eldivenler ( ki şu ara Amerika'da yok satıyormuş) iki yıl önce bir ilkokul öğretmeni tarafından kendisi için yapılıp hediye
edilmiş. Bu ilkokul öğretmeninin de özelliği eskimiş kazakları söküp tekrar değerlendirerek
bu eldivenleri örüp dağıtmakmış. Bernie iki yıldır bu eldivenleri ve üzerindeki
kahverengi montu hiç değiştirmemiş.
Bernie eldivenleri gibi üzerine giydiği kimliği de hiç
değiştirmeyenlerden. Bu görüşleri ile ‘’Amerikalılar sosyalizm ve komünizmden
korktukları ve engelledikleri kadar terörizmden korkmuyorlar ‘’ denilen
iliklerine kadar kapitalist bir ülkede Polonyalı Yahudi bir göçmen olarak o
eldivenleriyle tek başına oturmaya devam ediyor.
Bu hafta sonu işte bu fotoğraf tetikledi beni. Tanımazdım
yoksa kendisini. Tabi ki yine sorular var aklımda? Acaba bu düşünceye sahip
insanlar seçilebilse bile yine sistemin kucağında eriyip giderler mi? Bu cevabı
biliyoruz aslında artık deneyimlerimizle. Mesela biz de de Erdal İnönü, o
mütevazı, ama fizikçi beyniyle, bir an önce kaçıp kurtulayım diye kendini
yerlere bile atmıştı. Çok derin bir konu bu. Satırlara sığmaz, tartışamaya
kalksan sonuca ulaşmaz.
Nasıl bağlasam bu yazının sonunu diye düşünürken, Mustafa Sarıgül'ün hacizli lüks otosunda dinlediği ve sözlerini bilmeden gevelediği Neşet
Ertaş dizeleri uygun gider diye düşündüm. Ne dersiniz?
YOLCU
Bir anadan dünyaya
gelen yolcu /Görünce dünyaya gönül verdin mi
Kimi böyük kim böcek
kimi kul/ marak edip heçbirini sordun mu
Bunlar neden nedenini
sordun mu
İnsan ölür ama uruhu
ölmez/Bunca mahlukat var heç biri gülmez
Cehennem azabı zordur
çekilmez/Azap çeken hayvanları gördün mü
Insandan doganlar
insan olurlar/Hayvandan doganlar hayvan olurlar
Hepiside bu dünyaya
gelirler/Ana haktır sen bu sirra erdin mi
Vade tekmil olup ömrün
dolmadan/Emanetçi emaneti almadan
Ömrüyün baginin gülü
solmadan/Varip bir canana ikrar verdin mi
varip bir cananın kulu
oldun mu
Garip bülbül gibi feryat ederiz/Cehalet(cahiller) elinde
küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz/Dünya senin vatanin
mi yurdun mu
NEŞET ERTAŞ