BİR AĞAÇ GÖLGESİ
bir ömürlük misafir
İnsan değil de ağaç
olsam
Dallarımın arasından rüzgâr
esse
Yapraklarım,
çiçeklerim meyvelerim olsa!
Mevsimleri yaşasam…
Köklerimle toprağın
derinliklerine sarılsam.
Kuşlar konsa
dallarıma, yuva bile yapsalar…
Böcekler, karıncalar
yollansalar içime…
Çürütseler oralarımı,
Ballarım, sakızlarım
olsa
Gövdeme bir insan
yaslanıp uyusa…
Ben bunları hiç
bilmesem, sadece ağaç olsam… Erkan Oğur
Kahraman olmak kolay değildir. Kahraman olayım, herkes
yaptıklarımı görsün diye ortalarda gezerek kahraman olunmaz. Kahraman olmak
sessizlik ister, sükûnet ve kararlılık… Yaptığınız işten eminseniz size ‘’deli,
kaçık, uçmuş, sıyırmış’’ gibi sözleri etiketleyebilirler. Bu sizi ilgilendirmez
ama. Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi… İşte size birkaç kahraman…
Bir ailenin 14 çocuğundan biri olan Vincente. Brezilya’da
babasının çalıştığı çiftlikte büyüdü. Babasının toprak sahiplerinden emir
alarak, kömür üretimi ve sığırları otlatacak alan açılması için ağaçları nasıl
kestiğini izledi. Sonunda çiftlikteki su kaynakları kurudu ve bir daha geri
gelmedi.
Vincente otlatma için yerle bir edilmiş 31 hektarlık küçük
arsada birkaç eşek ve küçük bir ekiple çalışmaya başladı.
Çiftçi ve mandıracı komşuları ona, "Salak mısın? Ağaç
dikmek toprağı boşa harcamak demek. Gelirin olmayacak, ineklere ve ekinlere
yerin kalmayacak" dedi. Ancak Vicente'nin bir hafta sonu eğlencesi olarak
başlayan ağaç ekimleri, bir hayat tarzına dönüştü.
40 yıllık çalışmalar sonucu Serra da Mantiqueira ormanındaki
arsada 50 bin ağaç kök saldı ve büyüdü.
Vincent şimdi 84 yaşında. "Ailemin kim olduğunu
sorarsanız, 'tam da buradalar' derim. Tohumdan büyüttüğüm her bir ağaç,
ailem" diyor. ( CNN Türk. 1.06.2017)
Genç Jadav “Molai” Payeng, doğaya biraz yardım etmeye karar
verdi ve otuz yıl önce ağaç dikmeye başladı. Tohumları, Hindistan’ın Assam
bölgesinde doğduğu yerin yakınında ıssız bir kum yığınına dikti. Jadav vahşi
yaşam için bir yaşam alanı yaratmak ve ağaç kesen insanlara karşı gelmek
istedi. Kaynak: National Geographic
Jadav sonraki hayatını kendi ormanını inşa etmeye ve ağaç
dikmeye adadı. 37 yıl boyunca neredeyse her gün, tohum ekti ve tamamen yeni bir
ekosistem inşa etti. Ormanın şu an 1.360 dönümlük bir büyüklüğe yaklaştığı
tahmin ediliyor. Karşılaştırma için, Central Park’ın sadece 778 dönümlük bir
alana sahip olduğunu düşünün. ( rotka. Yaşam. 2017)
İhtiyar çiftçi, Burkino Faso'nun kuzeyindeki tarım
arazilerinde uzun süredir devam eden çölleşmeyi durdurabilen kişi olarak
biliniyor...
Bölgedeki toprak, uzun yıllar içinde aşırı ekim, aşırı
otlatma ve aşırı nüfus yoğunluğu nedeniyle giderek sertleşmeye, verimsizleşmeye
ve sonunda çölleşmeye başlamıştı...
Ulusal ve uluslararası araştırmacılar tarafından uzun
yıllardır devam eden çalışmalar ise, toprağı kurtarmak için yeterli olmuyordu.
Umutlar giderek tükenmekteydi.
Ta ki Yacouba Sawadogo adlı bir adam, 1980'li yıllarda
ortaya çıkıp da, çölleşmeye karşı kendi geleneksel yöntemleriyle savaşmaya
karar verene kadar. Yacouba'nın kullandığı teknikler oldukça eski ve garipti;
bu yüzden bölgedeki çiftçiler tarafından alay konusu oldu. Fakat yıllar içinde fark
edildi ki, Yacouba'nın inatla uyguladığı teknikler, ormanı yeniden var etmeyi,
toprağı yeniden zenginleştirmeyi başarmıştı. Yacouba tek başına çölü
durdurmuştu.
Ağaç uzmanı olduğunu söyleyen yaşlı adam, belediyenin evinin
önünde bulunan 30 yıllık ağacını kesmesi sonucu bakın nasıl intikam aldı.
Yaşlı adamın
belediyeden ‘ağaç’ intikamı!
Ağaçlar hem insanlar hem de doğa için çok önemli. Her ne
kadar önem vermesek de onlar olmadan yaşayamayız. Kaliforniya'nın Redondo Beach
ilçesinde yaşayan bir adam 30 yıllık ağacının kesileceğini öğrenince çok kızar.
Yaşlı adam Redondo Beach, valisine bir mektup yazar. İntikamını çoktan akıllıca
planlamıştır.
İşte yaşlı adamın valiye yazdığı o mektup:
Merhabalar,
Ben bir ağaç uzmanıyım. Yıllardır tarımla ilgilenir ve
ağaçlarla ilgili kitaplar okurum. Bence dünyanın en güzel şeyleri. Bugün size
ölüm, yaşam ve intikam ile ilgili bir hikâye anlatacağım. Üç yıl önce bugün
Redondo Beach 30 yıllık biber ağacımın ölüm ilanını imzaladı.
Ağacı kesseler de kökleri çıktı. Bunu gören belediye kökler
kaldırıma zarar veriyor diye bir de bana para cezası verdi. Clyde'ı çok
seviyordum. Yaşlanıyorum ve ardımda bir şey bırakmak istiyordum. Ağacımla çok
iyi ilgilendim. Onun küçük bir fideden ağaca evrilmesini hayretle izledim.
Clyde oldukça sağlıklı bir ağaçtı. Belediye benim çocuğumu ellerimden aldı.
Clyde'ın intikamı alınacak. Vali Steve Aspel. Çocuğumu öldürdünüz.
Bunun hesabını vereceksiniz. İki yıl yedi ay önce gizlice 45
sekoya ve 82 mamut ağacını belediyeye ait alanlara diktim. Bugün diktiğim bütün
ağaçlar kök saldı. Belediyenin etrafında yeni ağaçlar fark etmişsinizdir. İşte
onlar mamut ağacı. Daha da büyüyecekler.
Clyde'ı öldürdünüz. Bense onun yerine yüzlerce ağaç diktim.
Birkaç sene içinde boyları 50-90 metreye varacak. 2.500 sene yaşayacaklar.
Sadece birini kesmek size 1.500 dolara mal olacak. Sizin bana 3 yıl önce
kestiğiniz gibi bunun faturasını da ben size kesiyorum. İyi günler dilerim.
Belediyenin ağaçlarla çevrelenmesi ve Clyde'ın huzur içinde yatması dileğiyle.
…………………………
Dünyadan ilginç hikâyeler sundum size sevgili arkadaşlarım.
Bizim çevremiz de de böyle yürekli insanların olduğunu biliyoruz.
Bizler Bandırma’da Çamlık alanına yüzlerce çam fidanı diken
ve onları her gün kendi taşıdıkları pet şişeler ile sulayan kişileri bizzat gördük. Onlar su taşırken fidanlara, bizler kulaklarımızda müzik eşliğinde yürüyüş
yapıyorduk, iyi ki burası var bir tek çevremizde diye…
Gittikçe ısınan dünyamızda belki de ileride ihtiyacını
duyacağımız tek şey bir ağaç gölgesi olacak. Dallarından elma yiyebileceğimiz, üzerine
bir salıncak kurup çocuklarımızı göklere yollayabileceğimiz, altına bir örtü
yayıp piknik yapabileceğimiz, kovuğunda bir sincap ailesinin depoladıkları
fındıkları kırarken çıkardıkları sesleri dinlediğimiz, bir saka kuşunun bazen
keskin, bazen vurgulu ama rahatsız etmeyeyim der gibi nameli ötüşüne hayran kaldığımız,
üzerine karıncaların yol yaptığı bir ağaç gölgesi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder