Kimse zorlamadı , işin doğrusu kimse de yazmamı istemedi , görev aşkı da değil bu . Kendiliğnden gerçekleşen bir yazma , sonra da her nedense birileri ile paylaşma isteği .Dökülen kelimeler, çok konuşan bir başka ben....Sonsuz bir deryada ,bir şeyler karalayan binlerce kişiden biri ....İşte sadece bu .
8 Ekim 2017 Pazar
KAPLUMBAĞA VE ADAM
KAPLUMBAĞA VE ADAM
Aniden frene bastı . Asfaltın üzerinde bir karaltı görmüştü . Yaptığı frenle sarsıldı arabanın içinde .Lastik izlerini arkasında bırakarak , durdu . Son model havalı arabasının kapısını açtı ve asfaltın üzerindeki karaltıya doğru ilerledi .
Yaklaştı , yaklaştı , yaklaştı . Bir kaplumbağaydı asfaltın üzerindeki . O kadar yavaş ilerliyordu ki , havalı arabası durmuş , ama o , yani kaplumbağa durmamıştı . Hala da ilerlemeye devam ediyordu , hedefine doğru ,hiçbir şeyin farkına varmadan ,arabanın , frenin ,az daha ezilecek olmanın , hiç bir şeyin ...
Gözlerinden iki damla yaş süzüldüğünü anladığında şaşırdı adam ,kendiliğinden iki damla yaş . Ne oluyor bana , dedi ,bedeninin titrediğini hissetti .
Arabasının frenine basmıştı ama , yıllardır vicdanına ve duygularına yaptığı fren boşalmıştı sanki , tam tersine . Yıllar sonra ilk defa gözleri ya da bedeni ya da kasları gevşemiş , o kaplumbağanın sert kabuğu gibi kaskatı olmuş kalbi ilk defa yumuşamış , o yumuşama bedenindeki buz kalıbı haline gelmiş gözyaşı torbasını eritip , yağmur damlaları gibi serpme serpme akmaya başlamıştı .
Böyle şeylere alışkın değildi ki . Ne yapacağını bilemedi , kimse görmemiştir inşallah gözyaşlarımı ,diye etrafına bakındı . Sonra saçmaladığını anladı , çünkü etraf kapkaranlıktı . Kapkara bir gecenin ortasında , kapkara bir adamdı o . Kapkaranlık işlerin yapıldığı türden bir karanlık işte.
Evet ,kapkara bir adamdı kendisi . Karanlık saatlerde ,karanlık işler peşinde koşardı . O parlak , o ışıltılı yaşantısını , son model havalı arabasını , o karanlık işler sayesinde elde etmişti . Karanlıkta çalışırdı , sanırdı ki karanlık işlediği suçları göstermez ,hatta kendisi de görmezdi . Böyle bir savunma mekanizması geliştirmiş , karanlık ile bir anlaşma yapmıştı .
Bir çok kez ,bir çok insanın canını yakmıştı o . Çok can almış ,tanımadığı bir çok çocuğu babasız bırakmış , geride gözü yaşlı bir çok kadın bırakmıştı ,çok nefret kazanmıştı çok .
Belinde silahı ile adamım diye ortalarda dolaşıyordu , farkındaydı bir şeylerin ama , ah işte ah , o frene bir türlü basamıyor , durduramıyordu uçuruma doğru yuvarlanan hayatını .
Asfaltın üzerinde hala ilerleyen ,uzun boynunu ileriye yöneltmiş kaplumbağa bir an durmuştu . Sanki adamın gözlerine bakıyordu . Evet,evet bakıyordu ,korkup kabuğuna saklanmamıştı . Kim bilir kaç yaşındaydı bu kaplumbağa , çok ama çok yaşlıydı . Yaşı kadar bilgeydi belli ki . Çok karanlık adam görmüştü besbelli.
Kimse ağladığını görmesin diyordu ama o görmüştü . Kaplumbağa görmüştü sadece . Ve kaplumbağa sanki ondaki , o sert kabuğun altındaki yürekteki çok minik iyilik kıvılcımını da görmüştü . Sanki kaplumbağa ondaki o minicik kıvılcımı ateşliyordu , sanki o kıvılcım birden harlı bir ateşe dönüşüyordu .
Sanki , sanki ...İlk defa bir canlının gözlerinin içine bakabiliyordu utanmadan , sakınmadan .
Kaplumbağa boynunu tekrar ileri uzattı . Yavaş yavaş ilerlemeye başladı .
Adam birden elini beline attı . Silahını almak istiyordu belinden. Ama silahı sanki bedenine yapışmıştı , bütünleşmişti bedeni ile . Sanki derisini soyuyordu adam ,kanatırcasına . Silahını çıkaramıyordu bedeninden . Sonunda silahı çıkarabildi ve kaplumbağaya doğru uzattı, tetige gitti eli, ama çekemedi tetigi, hızla asfaltın yanındaki otlara doğru fırlattı silahı, ardından da o havalı arabasının anahtarını...
Aynı yönde , yavaş yavaş ilerlemeye başladı .
Kaplumbağanın arkasında ,
Karanlıktan aydınlığa .
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder