Hayal dünyamı çok geniş sanırdım ,ama hiç de öyle değilmiş .Son günlerde veya daha önce , ,iktidardaki büyüklerimizin, abilerimizin , amcalarımızın ve de daha da ilginci kadınlarımızın , kadınlar için yaptıkları benzetmeleri görünce dedim ki : '' bravo size , nasıl bir hayal dünyanız var ,yelpazeniz müthiş geniş vallahi ''
Kadınların vücut yapılarından dolayı , armut ,elma tipli olarak nitelendirildiğini bilirdik de .......
Hiç aklımıza gelmezdi , domatese benzediğimiz .Hem de soyulmuş domatese.
Akademia dergisi ve Üsküdar Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği bir sempozyuma konuşmacı olarak katılan Merve Akyüz '' Müslüman bir kadında tesettür olmalıdır. Başları biraz açılmış ,soyulmuş domatesi kimse almak istemez '' demiş .( 4.eylül.2017)
Neyse ki sadece soyulmuş demiş , salçalık da diyebilirdi .Ama biraz daha bilgi de verebilirdi yanii.
Mesela SIRIK DOMATES Mİ, yer sofralık domates mi , yoksa dünyanın en lezzetlisi sayılan Ayaş domatesi mi ,sanayi tipi domates mi , ya da yüksek oranda antioksidan içeren efsane Amerikan Abraham Lincoln domatesi mi? .....Merak ettik doğrusu ...
Bu arada kimse almak istemez demiş de , şu ata sözünü unutmuş bu cici kızımız .''Her kör satıcının ,bir kör alıcısı olur '' içi rahat etsin yani Merve kızımızın .
Tabi Merve gibi genç kızlarımıza örnek olan büyüklerimiz vardı daha önce .Kadınlara yakıştırılan sıfatlarda yaratıcılık da top 10 da yarışmak üzere .
Örneğin 1995 yılında daha Refah Partisinde iken Tayyip Erdoğan bir kadın gazeteciyi KAPORTASI BOZUK , , makyaja ihtiyaç duyan arabaya ,
10 . mart .2011 ' de AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı '' Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer .Perdesiz ev de ya kiralıktır ya da satılıktır '' diye yumurtlayıp ,örtüsüz kadını PERDESİZ EVE ,
Zaman Gazetesi yazarı sosyolog Ali Bulaç yaratıcılıkta sınır tanımayıp kadınları '' SIKILMIŞ DİŞ MACUNUNA '' ve de bir ayağı sabit ,evinde, ancak diğer ayağı dışarıda olabilen PERGEL ' E benzetmiştir . .( ELİF AKTUĞ .BLOG )
İngiliz Yazar Joseph Conrad '' Kadın olmak çok zor bir iş .Çünkü erkeklerle uğraşmak zorundadırlar '' demiş .Zavallı adam Türkiye gibi bir ülkeyi düşleyemediği için nereden bilsin , bu ülkede sadece erkek kadını değil , kadın da kadını aşağılamaktadır , kadın kadınla uğraşmaktadır .
Bu yazıyı okuyanlar, Sizde dönün bir bakın kendinize bakalım , kabuklu mu ,soyulmuş mu , sırık mı , çeri domates misiniz , yoksa bir pergel , ya da tül perdeli mi ya da storlu bir pencere misiniz , ya da sizi de sıka sıka tüpten dışarı atanlar mı oldu , ya da kaportanız mı kaydı ...
ya da gelin , bunların hepsini fırlatalım bir kenara , söyleyenleriyle beraber ......
biz NAZIM ' ın şiirlerindeki kadın olalım .Ne dersiniz ?Hoş geldin kadınım benim hoş geldin,
yorulmuşsundur ;
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını ,
ne gül suyum ne gümüş leğenim var ,
susamışsındır ;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoşgeldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton , çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde ,
ağladın ,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam ...
Hoş geldin kadınım benim , hoş geldin NAZIM HİKMET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder