KİMYA VE POLİTİKA
Bir kimyacı iseniz ,
susadığınızda içtiğiniz suyu değil , onu oluşturan Hidrojen ve Oksijeni düşünür ve onları bir araya getiren hidrojen bağlarını görürsünüz .
Çaya şeker koyarken , onu sadece beyaz kristaller olarak değil, sakkarozu yani C12H22O11 i görürsünüz ,
makarna suyunu kaynamaya bırakırken ,tuz koymazsınız ,tuzun kaynama noktasını 100 derecenin üzerine çıkaracağını düşünürsünüz,
şampuan kullanırken mis kokusunu içinize çekerken ,yine de mutlu olmazsınız , çünkü içeriğindeki kimyasal maddeleri hatırlarsınız,
karşınızdaki insan garip davranışlar sergiliyorsa , hemen onun DNA' sını düşünür , acaba kimlerden hangi genleri aldı diye düşünür ve merak edersiniz,
işte böyle, yaşam garip bir hal almışken, çevrenizdeki olaylara , ülkenizde yaşanan siyasete bakarken de
,
birileri FETÖ terör örgütü derken , siz fetö terör örgüt başı ile çekilen fotoğrafları , fetöcülere düzülen övgüleri , fetö 'ye gönderilen selam ve sevgileri hatırlarsınız ,
birileri , Barzani 'ye dümdüz giderken , ihanet ile suçlarken ,rest çekerken ,bizi yanılttı diye yine ağlarken , siz Barzani bizim dostumuzdur sözlerini , Barzani ile yapılan ticaret antlaşmalarını ,amborgalara rağmen açılan vanaları , göndere çekilen Kürdistan bayrağını gözlerinizin önünden geçirirsiniz bir bir ,
birileri '' Pkk ile mücadelede 2015 'in temmuzundan beri 1000 'in üzerinde şehit verdik.10 bine yakın teröristi etkisiz hale getirdik.ölen de ,kaçıp giden de bizden gidiyor .hiçbirinin gözünün yaşına bakmıyoruz elbette.ama faturayı kendimizin ödediğini de asla unutmayacağız büyük bedeller ödeyerek imha ettiğimiz terör örgütlerinin yerine sürekli yenileri türeyecekse o zaman burada bir sorun var demektir ''
( RTE. 28 .EYLÜL.2017) .diye sanki bir nevi günah çıkarıyorken ,bu laflara hiç inanmaz , bu güne kadar ölen 41 bin genci düşünür ,demokrasi açılımlarını hatırlar , faturayı iktidardakilerin değil ,anaların ve yoksul Türk ve Kürt halkının ödediğini bilirsiniz ,
birileri , demokrasi ,adaletten bahsediyorsa siz ,şu anda ,gözümüzün önünde işleri elinden alınan ve işlerini geri isteyen ve bu uğurda açlık grevine başlayan Nuriye ve Semih'in ölümünü tüm Türk halkının seyrettiğini düşünürsünüz ,aynı Sivas ta yakılanları seyrettiği gibi ya da darağacında asılanları seyrettiği gibi ,
Hani denizin derinliklerine indikçe ,300 ,hatta daha da derinlere , mesela 5000 metrelere indikçe ,kendi ışıklarını üreten , şeffaf , iskeletlerini bile görebildiğiniz , canlılarla karşılaşırsınız ya. Derine indikçe saklayacak bir şeyleri kalmamıştır .Gerçek ortadadır ,yaradılış tüm açıklığıyla çarpar yüzünüze.
İşte hayata da böyle bakıyorsak ,derinine daha derinine inersek , mutluluğunda ,acının da ,sefaletin de , zenginliğinde , aptallığın da , zekanın da , terörün de , barışın da sebebini görürüz
Ama ne işimize yarar görmek derseniz , kusura bakmayın ,vallahi ben de bilmiyorum bunun cevabını .