ADI GÜLEDA
Adı Güleda. Isparta’da Üniversite’de okuyor ve de bir apart
yurtta kalıyordu. Son zamanlarda erkek arkadaşıyla anlaşamamaya başlamışlardı
ve genç kız ayrılmak istediğini söylemişti. İşte olaylar tam da bundan sonra
moda jargonla söylersek level atladı.
Asla terkedilemez olanlar grubundan olan genç delikanlı önce
15 Kasım’da bir mesaj paylaştı sosyal Medya’da herkesin gözüne sokarak hem de.’’ Canınız istediği zaman ölemeyeceksiniz’’
(1) Ve de öfkeyle çıktı yola, kızgın
bir boğa gibi burnundan soluya soluya. Muğla’dan Isparta’ya geldi bir otobüs
koltuğunda. Otobüsün radyosunda’’ SENİ
BENDEN ALAMAZLAR, YA BENİMSİN YA TOPRAĞIN, AŞKIMIZI YIKAMAZLAR, YA BENİMSİN, YA TOPRAĞIN’’ çalıyordu Ferdi Tayfur’dan. İnince
hiç vakit kaybetmeden Güleda’nın apartına gitti. Genç kızın evinin perdeleri
kapalı, hey yer karanlıktı. Zile bastı, umutsuzca cıvıldadı kuş sesi apartman
boşluğunda. Daha çok öfkelendi boğa, pardon genç delikanlı. Bekleyecekti, ama
nerede, bilemedi, kimseyi tanımazdı buralarda. Otogara döndü. Otogar ’da
yüzlerce insan göçer kuş gibiydi. Arada kaynar giderdi. 2 gece kaldı orada.(2)
İki gün sonra tekrar aparta gidip zile bastığında kuşlar cik
cik, sevgilin geldi der gibilerinden cıvıldıyordu bu sefer. Ve kapıyı açtı Güleda. Delikanlıyı
görünce göz bebekleri büyüdü korkudan. Ama içeri aldı erkeği yine de.(3) Konuşuruz, anlatırım, dedi içinden,
anlar beni. Tam konuşmaya başlıyorlardı ki, kuşlar yine cıvıldamaya başladı.
Biri daha gelmişti. Kapıyı açtılar ki, Güleda’nın yeni arkadaşı Osman
kapıdaydı. İki erkek dişisine sahip çıkmak arzusunda kabartmışlardı sırtlarını.
Zafer aldı kızın yeni erkek arkadaşı olan Osman’ı indirdi sokağa. ‘’ Bak bu
benim 5 yıllık arkadaşım, nasıl bırakabilirim ki onu, git yoluna, dedi
Osman’a. Osman uzaklaştı yeni arkadaş olmanın cezası olarak.(4)
Bu arada genç kız annesini aradı telefonla, korkuyorum, dedi.(5) Zafer tekrar eve gelince, konuşamadılar bile. Çünkü kızgın boğa yapıştı
kızın boynuna. Sıkıyor, sıkıyordu. Kız yalvardı, ne olur bırak, hava alayım
biraz. Bıraktı boğa, dışarı çıktılar, markete gittiler. Bu arada Osman’ı aradı
kız bir fırsat bulup, kurtar beni, diye.(6) Bunu
fark eden delikanlı alıp kırdı telefonu.
Kız kaçmaya çalıştı, ama başaramadı,
tekrar gittiler eve. Evde yine halledemediler bir şeyleri, yine erkeğin elleri
kızın boynundaydı, yine sıktı, sıktı. Kız ittirdi, hava alamıyorum, nefes
alamıyorum, diye bağırdı, dışarı çıktılar. Yine kaçmaya çalıştı kız, ama
kaçamadı. (7) Bu arada polise
bildirdi komşuları ya da birileri. Polisler geldi, alıp karakola götürdüler.
Ama Güleda şikâyetçi olmadı, serbest bırakıldı delikanlı.(8) Polisler Güleda’yı
evine bıraktılar. (9)
Gider mi hiç, erkek adam, bırakır mı işini yarım? Güleda’nın
kapısındaydı yine kızgın boğa. İçeri aldı kız eski sevgiliyi(10) Genç kız erkeğe
diyordu ki’’ sen nasıl erkeksin, beni dövdün, seninle yapamam’’ Boynu
gözlerinin önünde bir kuğununki gibiydi. İnce, uzun, beyaz. Yapıştı küt, kıllı
elleri kızın boğazına yine. Sıktı, sıktı, gücü yetmedi. Bir kordon buldu
etraftan, sıkmaya devam etti. Kız hareketsiz kalınca kalbini dinledi. Yaşıyordu
hala. Gitti bir bıçak aldı mutfaktan, göğsüne sapladı bu kez. Tamamdı, artık
erkekti. Sosyal medya hesabına ‘’ Bitti.
18.11.2019, 13.47’’ yazdı.
Sevgili okur, bunu bir romanda ya da öykü’de okusaydık,
yazar amma da kurgulamış, der hayal gücünü överdik. Ama bizzat gazete
cümlelerinden alınmış katil erkeğin ifadesi yukarıdakiler. 17 saat sürmüş, her ölüme doğru gidilen satıra bir sayı bıraktım,adım
adım geliyorum demiş,herkes bilmiş de kimse bilememiş.
GÜLEDA Kasım ayında
öldürülen 31. ve bu yılın katledilen 391. Kadını oldu.