26 Ağustos 2017 Cumartesi

BİR PİKE LÜTFEN



              '' BİR PİKE LÜTFEN '' 

Sedyenin üzerinde geceliğiyle , o eski zaman geceliklerinden ,beyaz üzerine minik çiçekli ,yakasında su taşı olanlardan ,yer yer erimiş , eskimiş , yıpranmış ,aynı örttüğü beden gibi ,  işte öyle bir gecelik ile getirmişlerdi hastaneye .Ayakları çıplak .Ağzından akan suların farkındaydı .Aynı çocuğu diş çıkartırken ki gibi .O, çocuğunun ağzından akan suları silmek için , canını acıtmasın diye mermerşahi ' den mendiller dikmişti elleriyle .Kenarlarını da yine elceğizleriyle oyalamıştı .
     Gecelikle insan içine çıkmak ha.Öleceğini bilse çıkmazdı .Bakımsız ayakları sedyede ilk göze çarpandı .Oysa o topuklarını her gece pembe renkli ,gül kokulu vazelin ile yumuşatırdı .Şimdi ne kadar da utanıyordu .Çünkü görüyordu ki, insanlar ilk önce ayaklarına bakıyor , sonra da ağzının sularına .Çıplak ayakla insan içine çıkmak ha. Öleceğini bilse çıkmazdı .
    Ne çare ki biçilen ömrü erkene almak gibi bir imkan yoktu şu alemde .Öyle bir imkanı olsaydı , ölen gençlerin  , genç yaşta kaybettiği canı, kardeşinin yerini alırdı hemen .Ama sormuyorlardı işte.
   O konuşamıyor , yürüyemiyor ,O ,ağzının sularını toplayamıyordu ama ne var ki nefes alıyordu mütemadiyen .Kalbi çarpmaya devam ediyordu , bir istekle , bir hızla.Kalbi, iflas eden vücudunun değildi sanki.Kalp ,komşusu olan  iflas etmiş  organları kıskandırmaya çalışan bir genç kızdı sanki ,onlara gösteriş yapar gibi tam gaz çalışıyordu .
    Aslında konuşuyordu da , kimse duymuyordu Onu .Evden sedyeye taşırlarken ne kadar çok bağırmıştı gelinine , kızına '' Üzerime bir sabahlık , bir pike lütfen '' diye  , ama duyuramamıştı .
    Yüzüne sinekler konuyordu hastane koridorlarında , kolunu kaldırmaya çalışıyor , burnuna ,ağzının kenarındaki sulara konan sinekleri kovalamak için .Ama eskiden ,çok eskiden , koca koca halıları kaldırıp koparan o kollar burnunun ucundaki sinekleri bile kovamıyordu .Ve de üstelik ona ''indir şu kolunu '' diye bağırıyorlardı .
''Ama sinekler rahatsız ediyor '' diyordu ,fakat  duyuramıyordu , duymuyorlardı .
    Geceliğiyle insan içine çıkmak ha ...
    Çıplak ayaklarıyla insan içine çıkmak ha...
''Üzerime ince bir pike lütfen , üzerime ince bir pike lütfen ''

                                                    2. temmuz.2017 .
                                        Bandırma Devlet Hastanesi Koridorları

MAĞDURUM MAĞDUR


                                            ''  MAĞDURUM MAĞDUR '' 


Bu güzel ülkede insanlar mutlu mesut yaşıyorlardı .Bu ülkede hiç mutsuz insan yoktu .Herkes birbirine saygılı ve sevgiliydi .Ekonomi süper , memur maaşlarına yapılan zamlar aynı milletvekili zamlarına eş değer , hak hukuk guguk herkese adil dağıtılıyor , Türkler Kürtler el ele , Cumhurbaşkanımız herkesi kucaklıyor , eğitimde Avrupa standartlarını yakalamış hatta Finlandiyayı bile sollamışız , sokaklarda minik çocuklar namaz salavatlarıyla dolaştırılmıyor , Atatürk heykellerine ne hikmetse deliler dadanmıyor .....

Amma ve lakin bir derdimiz var kardeşler , BEYAZ ATLET ...

Aslında çok değerliydi bir zamanlar atlet giyen vatandaşlarımız .
Pek bir değerliydiler beyaz atletleri ile piknik yapanlar .
Hatta ,hatırlıyorsunuz değil mi ?27 temmuz 2005 te gazeteci Mine Kırıkkanat hanımefendi '' don paça giymiş adamlar '' , '' kirli beyaz ATLETLERİ  ve paçalı donlarıyla '' yazınca yer yerinden oynamış , gazeteciler , köşe yazarları bile  birbirine girmişti .
Hatta ve hatta Ahmet Hakan bu yazarımıza '' faşist '' damgası yapıştırınca mahkemelik olmuşlar ve A.Hakan tazminat ödemeye mahkum edilmişti .
Hepimiz kirli beyaz ATLETLİLERE  sahip çıkmış , M. Kırıkkanat ' ı halk düşmanlığıyla suçlamış ve kınamıştık . Zira o beyaz ATLETLİLERİN  oylarıyla AKP iktidara , bir daha gitmemek üzere gelmişti .

Burası Türkiye denilen güzel ülke . Güzel ülkemizde simgeler çok önem taşır. Bütün geleceğimiz kılık kıyafet üzerine endekslenmiştir.Yıllarımız başörtüsü tartışması ile geçmiş , ara ara da don atlete takılmışızdır ,bu gün olduğu gibi .

Dün CHP için tu kaka olan ATLET , bu gün liderlerinin üzerinde halkı simgeliyor olabilir .
Dün AKP için , canımız ciğerimiz olan ATLET , bu gün Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 
'' Bu benim vatandaşıma hakarettir '' diye nitelendirilebilir.


Üstelik Atatürk zihniyetinden ve özellikle onun devrimlerinden nefret ettiği halde , işine geldiğinde Atatürk adını kullanmaktan kaçınmayıp '' sen Atatürk 'ü hiç bu kıyafette gördün mü '' diye sorabilir .
Ve işin kötüsü yüce Türk halkı da  dünü , bugünü unutup , söylenen her bir cümleyi alkışlayabilir.
Biz Atatürk 'ü  bu kıyafet ile görmedik tabi .Çünkü onun tarzı Cumhuriyetti .  .Ama biz sonra Çoban Sülü ' yü , Kadayıfçı Erbakan'ı , Halkçı Ecevit'i ,şortlu Özal' ı , Kasımpaşalı Tayyip ' i gördük .


İşte şimdi , sanki yıllardır kraliyet ailesi ile yönetilmekte olan milletimiz , Kılıçdaroğlu ' nu  beyaz atlet ile görünce kendine yakıştıramayıp , şok yaşamıştır ve afallamıştır.
Ahmet Hakan bile '' Zeytinburnu sahilinde ailecek piknik yapan Selahattin dayı tipinde görünce afalladım ''demiş ,

Oray Eğin ise köşesinde '' Omuzları çökük , Kılıçdaroğlu bitkin .Güven veriyor mu bu kare ?Kıt kanaat ailesini geçindirmiş ,o memur karakterinin en büyük özelliği namuslu vatandaş olması .Ama namuslu ve dürüst olmak da tek başına yetenekli olmaya yetmiyor ki '' demiş , yani kardeşim namuslu adam ,ezik adamdır ,çalıp çırpacaksın ki güven vereceksin halka ....mesajını verip bizi afallatmıştır  ama dönemlerin adamı  oldukları için şaşırtmamışlardır.


Aslında Ahmet Hakan ve Oray Eğin'i buraya almayacaktım , ama okuyunca dayanamadım .
Biliyorum ki zihni karışık bir yazı oldu .Ama zihinler karışmış bu ülkede .
Ama mesela Ahmet Hakan ve Oray Eğin ' in de kafası karışık .
Şimdi de kafam daha da karıştı ,aklıma acayip fikirler geliyor , bunların köşelerini kapmak için ne yapmak lazım acaba ? gibi :) 

19 Ağustos 2017 Cumartesi

YUNAN ADALARI -2- SANTORİNİ -


                       
     YUNAN ADALARI -2- 

Mavi suların beyazla bütünleştiği yere geldik .Şimdi kendimizi Yunan adalarında hissediyoruz.Mavi sular hepimizin ,Yunanistan başbakanı Çipras'ın deyimiyle Ege denizi balıkların , amma Santorini Yunanlıların .Volkanik yapısından dolayı liman bile yapılmamış . Gemiler açıkta demirliyor , küçük teknelerle geçiliyor  adaya .Volkanik tepelerin üzerinde bir mücevher gibi salınıyor SANTORİNİ .Tam 3600 yıl önce volkanik patlama jeolojik yapay oluşturmuş ve o sırada Girit uygarlığı zirve noktasındayken , birden her şey sona ermiş .,bu da atlantis efsanesinin doğmasına sebep olmuş.

Kim gelmiş ilk önce , kimler yerleşmiş bu tepelere ,ne hayatlar , ne öyküler var kim bilir buralarda. Fenikeliler , Dorionlar ,Mısırlılar ,Romalılar , Bizanslılar , Osmanlılar .Paylaşılamamış ,herkes elde etmek istemiş .Masal gibi , açık gözlerle hayal kurmak gibi . Dalıp dalıp gitmek gibi .



Neyse biz konumuza dönelim .Tarihçesi nasıl olsa  internette bulunabilir. Küçük teknelere binip eski limana indik ve oradan tepede kurulmuş Fira merkezine gitmek için , gitmek ama nasıl ?Tercih sizin .En zoru yürüyerek 600 merdiven çıkmak , ya da eşek sırtında çıkmak , ve tabi ki en kolayı bir bilet alıp teleferiğe binmek , bizlerin yaptığı gibi .

Sabahın erken saatlerinde FİRA 'dayız .Ama istikamet , kartpostallarda gördüğümüz manzarayı yaşamak için OİO'ya  gitmek  ,turist akınına  uğramadan  . Otobüs ararken Fira sokaklarında kayboluyoruz gerçekten , her gezginin istediği şeydir  ya . Sonunda buluyoruz ve bir otobüse atlıyoruz OİO ya doğru .
Daracık sokaklar , yeni uyanan bir köy , satıcılar yeni başlamış dükkanlarını açmaya . Hangi birini fotoğraflasak , hangi birinin önünde selfie yapsak ...yetişmek mümkün değil .


Romantik evet bu kelime uydu  bence , bu adaya romantic diyelim . Bu adada beyaz giyilir .Beyaz elbiseler ile beyaz evlerin arasında kaybolmak gerekir .
Örneğin bu balkonda kaybolmak istemez misiniz ? Bir süre sizi kimse bulamasın , sevdikleriniz merak etsin sizi , yokluğunuzu hissetsin .
Hangi balkon senin , hangi balkon benim ? Ne farkeder ki , dünya hepimize armağan değil mi ?



İnsan her yerde insan .İnanç farklı şekilleniyor coğrafyalarda .Hoşgörü , insanlık , vicdan , merhamet ,yardımlaşmaya ihtiyacı var tüm insanlığın . Çanlar kimin için çalıyor ?

Belki de Don Kişot gibi hissedebiliriz burada yel değirmenlerini görünce , haksızlıklara  saldırabiliriz ,ama bu saldırı Santorini de ancak sevgiyle , aşkla  ,çiçekle olur  herhalde. 

 Bu köşede bir şey içmek ister misiniz ? Hesaplar benden .

ya da bir yemeğe ne dersiniz bu köşede ? hesaplar mı , tamam canım ,bendensin .


Öğlene doğru kalabalık artmaya başladı . En güzel saatleri biz seçmişiz anladık ki .Tekrar Fira merkeze inip , ağaçların altında ,canlı müzik eşliğinde bir cafede soğuk bir şeyler içebilirsiniz artık değil mi .40 dereceli sıcaklıklarda .
Eğer Fira 'da yaşıyor olsaydık , konak kahve yerine kintos' da buluşurduk .Canlı müzik eşliğinde frapelerimizi içerdik , acaba yine siyaset , yine yıllardık bitmeyen sen ,ben kavgasına devam mı ederdik ?

Doyduk fotoğraf çekmeye , yorulduk daracık sokaklarda , sıcak uyuşturdu bizi adeta .Gemiyi , kamaramızı özledik .
Acaba şu şirin ,adanın sembolü eşekleri mi kullansak inerken bu sefer ? Neyse macera aramayalım şimdi .
Teleferik ile eski limana inip özlemle karşıda salınan gemimize özlemle baktık .
Bu arada i ki ünlü plajına gitmedik ne yazık ki .Siyah ve kırmızı plaja bizim yerimize gidenler oldu en azından .

Tamam ,tamam ,hata ettik gitmemekle .Bende fotoğrafları görünce hayıflanıp durdum .Ama hemen bunu bir fırsata çevirip , plajları görmeye belki bir  daha gideriz dedim .Nasıl ama ?
BİTMEDİ ,AZ SONRA ,yani daha sonra ,MİKANOS .Nasıl anlatacağımı ben de  bilemiyorum henüz .Göreceğiz bakalım .

18 Ağustos 2017 Cuma

YUNAN ADALARI -1 -SİROS




                               YUNAN ADALARI -1- 

Burnumuzun dibindeki Büyük adayı göremeden yine yollara düştük , Yunan adalarına doğru .Türkler istila etmiş Yunan adalarını diye duyuyorduk , ama gözlerimizle görmezsek inanmayız dedik , yerinde araştırmaya karar verdik .

Çeşmeden kalkan ETS TUR gemimiz , önce biraz hayal kırıklığı yarattıysa da , gezi boyunca yapılan süper , asla aksamayan organizasyonu görünce bravo' yu esirgemedik yani .700 küsur kişiye , 3 öğün açık büfe,sıcak ,soğuk içecekler ,her şey dahil mantığıyla  , 5 çayı , gece 12 de bir de çorba servisi ile karar vermişler zaten ,Yunanlılara para kaptırmayacağız diye .Çünkü bütün ada gezileri tam bir aile mantığı.Yemeğimizi yiyelim , dışarıda para harcamaya ne gerek var ?Vallahi biz de söylenenleri dinledik . Az daha elimizi cebimize atmadan dönecektik .

Amma ve lakin , daha yola çıkar çıkmaz , acil durum tatbikatı yaptırmazlar mı ? Can yeleklerimizi giyip bir güzel güverteleri doldurduk ,Doldurduk doldurmasına da , öne çocuklar ,arkaya yaşlı bayanlar dizilecek deyince 2. sıra boş kaldı tabi ki , çünkü bütün kadınlar gençti malum .
İşin kötüsü tatbikattan sonra ,dalgalar gemiyi bir güzel dövmeye başlamaz mı ? Odadaki çerçeve az daha ters dönecek yani . Morali bozulanlar , midesi bozulanlar ,  doktor çağıranlar , her dakika dalga boyunu ölçen ve tehlikeli bir durum var mı diye her beyaz üniformalı görevliye '' affedersiniz ,siz kaptanmısınız '' diye soran  her daim yoldaşım  Semra , hepsi mevcuttur bu sinemalarda .
Serde terslik olacak ya ,  millet restauranta yaklaşamazken , her daim midesi bozulan ben , şarabımı almışım ,o kargaşada bir keyif ki sormayın .Hiç belli etmem  ,zor zamanların insanıyımdır .Bilgilerinize .

Ne olduğumuzu anlamadan SİROS adasına gelmişiz .Kiklad adalarının başkenti ve bir liman kenti olan ada 2 tepeye kurulmuş .Kuzeyde katolik kilise ile güneyde ortodoks kiliseleri iki farklı mezhebin simgeleri olarak kardeş kardeş yaşıyorlar binlerce yıldır .Din demek hoşgörüydü değil mi ,kardeşlik demekti galiba .Biz unuttuk da.





Hava kararmaya başlamıştı artık .Sirosu gece keşfedecektik .Daracık sokakları limanı meydanına bağlıyordu .Alman mimar Zillerin yapmış olduğu , 19 .yy dan kalan , belediye binası Miaulis meydanında haşmetiyle karşımıza çıkıyor .Anlıyorsunuz ki bütün ada halkı burada .Çoluk çocuk gelmişler hem de.Futbol oynayan çocuklar, kayanlar .Çevrede cafeler mevcut. ,kalp burada atıyor yani .
Sağ yoldan yukarıya çıkınca Apollo tiyatrosunu, Yunanistanın ilk opera binasını

 ,adanın en tepesinde ise Miropolis Katedralini görebilirsiniz.


Ara sokaklarda restaurantlar ,şirin cafelerde dinlenebilir , yunan müziği eşliğinde bir şeyler içebilirsiniz .

ya da içmeden merdivenlere oturup dinleyebilirsiniz.




Küçük , şirin bir ada diyelim ,her yerini göremediğimiz için .Ve gemiye dönüş





Emekli öğretmen blog yazmaya kalkınca çenesi gibi kalemi de durmuyor .Sizleri sıkmamak için esas bölümler bir sonraki yazıda diyor ve SANTORİNİ ve MİKANOS 'u sonraya bırakıyorum .

15 Ağustos 2017 Salı

ÇOCUKLAR ÖLSÜN DİYENLER PARMAK KALDIRSIN .



                                         
    ÇOCUKLAR ÖLSÜN DİYENLER PARMAK KALDIRSIN .

Gözlerimi kapatıyorum ve hayal etmeye çalışıyorum , ki bu konuda mütevazi olamayacağım ,çok iyiyimdir ,lakin hayal edemiyorum .Sadece korkutucu bir karanlıkla karşılaşıyorum .
Ne kadar uğraşsam da, sonuçta 15 yaşında bir çocuğu ,
beynini vatan bölünecek diye yıkadığımız ,
beynini din elden gidiyor diye uyuşturduğumuz ,
üniversite hayalleri değil de , şehitlik hayalleri kurdurduğumuz,
eskiler sabi dermiş ya , annem masum der , siz çocuk deyin ,
işte o 15 yaşındaki çocuğu güvenlik görevlileri arasında terörist takibinde hayal edemiyorum.
Yok , yok ,olamaz diyorum .Biraz aklı başında olan insanlar 15 yaşındaki bir çocuğu ateşe atmazlar diyorum .Biraz kafası çalışan , vatandaşı korumakla görevli olan insanlar 15 yaşındaki çocuğu kurşunlara hedef yapamazlar diyorum , diyorum da diyorum .
Ama ne fayda , üniversite hayali kurmamış , annesinin deyimiyle askerde şehit olma hayali kurmuş! olan EREN göz göre göre ölüme götürülmüş .
Nasıl anlatsak ,
hangi ideoloji ile açıklasak ,
hangi mantık çerçevesinde incelesek ,
hangi dinin hoşgörüsüne   sığdırsak .....

Kolay kandırılıyoruz nasıl olsa masallarla .
Bizim de söyleme hakkımız var değil mi\, büyüklerimiz söylüyor ya ,yani yasak değil değil mi ?


EYYYY ,  büyük adamlar  ,etrafı koruma  ama yüreği korku dolu olan büyük  adamlar , çocuklarını askere göndermeyen ama EREN  'i  teröristlerin kucağına götüren adamlar ,
kolay kandırılıyor değil mi şu güzel ülkemin insanları ,anlattığınız masallarla ,
ama sizin masallarınız binbir gece masalları gibi değil ki ,
sizin masallarınız dede korkut masalları gibi değil .ki  . O masalların sonu mutlu bitiyor .
.kurt ölüyor ,  büyükanne kurtuluyor , külkedisi prenses oluyor ,  ağustos böceği karıncaya yardım ediyor .
Oysa sizin anlattığınız masalların sonunda ,
EREN ölüyor ,


BERKİN ölüyor ,

Atanmayan ÖĞRETMEN İBRAHİM ölüyor ,


YARBAY SONGÜL ölüyor .


Vatan sevgisi, ölüme götürdüğümüz çocuklarımızın sayısı ile artacaksa ,böyle sevgi olmaz olsun .
Bu topraklarda müslümanlık , ayrıştırdığımız insan sayısı ile artacaksa , böyle inanç olmaz olsun .

 OLMAZ OLSUN , OLMAZ OLSUN . 

5 Ağustos 2017 Cumartesi

BU NESİL HEPİMİZİN NESLİ




                                  BU NESİL HEPİMİZİN NESLİ  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en büyük hedeflerinin başında dinini, tarihini, kültürünü bilen, ümmetin sorunlarına çözüm bulan, mazlumların umudu olan bir nesil inşa etmek olduğunu söyledi. Erdoğan, camilerin dolduğu gün bu neslin oluştuğuna kanaat getireceğini belirtti.( yurt gazetesi , diriliş postası , cumhuriyet gazetesi ve internet haberciliği ) 

Sayın Cumhurbaşkanım ,naçizane sade bir vatandaş olarak , hem de başörtülü öğrencilerin hep yanında yer almış bir sade bir vatandaş olarak , hem de insanların dinini , inancını en güzel şekilde yaşamalarının gerektiğini düşünen   bir vatandaş olarak ,unuttuğunuzu düşünerek ,  sizin isteklerinize ilave olarak ,

           DİYORUM Kİ ,

İNSANA DEĞER VEREN , İNSAN SEVGİSİNİ ESAS ALAN ,ÖNCE İNSAN DİYEBİLEN HÜMANİST ,

BİLİM VE İRFAN YOLUNDA YETİŞEN ,

DİNİNİ BİLEN , AMA BÜTÜN DİNLERE , İNANÇLARA SAYGI GÖSTEREN ,

TARİHİNİ BİLEN , AMA TARİHİNDEN DERS ÇIKARMAYI  DA BİLEN ,HAMASİ NUTUKLARA KANMAYAN ,

SADECE CAMİLERİMİZİ  DEĞİL , KÜTÜPHANELERİ , LABORATUVARLARI ,SPOR SALONLARINI DOLDURAN ,

SADECE VATAN DEĞİL , O VATANDA YAŞAYAN İNSANLARIN  NİYE MAZLUM OLDUĞUNU  SORGULAYAN ,O VATANI YAĞMALAYANLARI GÖREN,O VATANDA ACI ÇEKENLERİ GÖREN ,

SADECE  BAYRAK DEĞİL , O BAYRAĞI DALGALANDIRMAK İÇİN VERİLEN MÜCADELELERİ ,AKITILAN KANLARI, KURTULUŞ SAVAŞINI ,UNUTMAYAN ,

MATEMATİK OLİMPİYATLARINDA , ULUSLARARASI  SPOR MÜSABAKALARINDA , TEKNOLOJİK VE BİLİMSEL SIRALAMALARDA GÖĞSÜMÜZÜ KABARTAN ,

HURAFELERİ , TEKKELERİ , ZAVİYELERİ , SARIKLARI  ,SAHTE DİN ADAMLARINI ELİYLE İTEN ,

MAZLUMUN , AMA DİN , DİL , IRK ,CİNSİYET , TARAF  GÖZETMEDEN HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ TÜM İNSANLARIN ,UMUDU OLAN ,

SADECE ÜMMETİNİN DEĞİL , SORUNU OLAN TÜM İNSANLIĞA ÇÖZÜM BULMAK İÇİN ÇALIŞAN ,

DÜŞÜNEBİLEN , 

ANALİZ EDEBİLEN ,

MANEVİ DUYGULARI GELİŞMİŞ , 

AHLAK  ,NAMUS , EMEK  , ÖZGÜRLÜK  KAVRAMLARININ ANLAMINI BİLEN ,

FİKRİ HÜR , VİCDANI HÜR 

             NESİLLER YETİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ.


3 Ağustos 2017 Perşembe

TAKVİM YAPRAKLARI BİR BİR KOPARKEN



                         TAKVİM YAPRAKLARI BİR BİR KOPARKEN  



         Günler hızla geçip gidiyor . Eskiden yapraklı takvimlerimiz vardı ya duvarlarımızda asılı .Her gün bir tanesini kopartıp , bu gün ne yemek pişirelim , çocuğunuza konacak isimler , 8 - 30 ocak zemheri fırtınası ,  2. cemrenin suya düşüşü  gibi kısımlarını okur ,  o sayfaların koparıldıkça , takvimin incelmesini izlerdik .Aynı hayat gibi , her gün kopuyor bir yaprak daha şu yalan dünyadaki yaşantımızdan  .
Ve de  şu yalan dünyadan göçerken bir gün ,bir gün ... Geçen günler , haftalar içinde bazen okuduğumuz , izlediğimiz haberlere , demeçlere , olaylara o kadar çok gülüyoruz ki .Yok yok , gerçekten gülüyoruz  .Tamam ,tamam ağlanacak halimize gülüyoruz  .
Bakınız şimdi hak vereceksiniz .


 Trabzon  Beşikdüzü ilçesinin , KASABANIN ŞERİFİ lakaplı  Belediye Başkanı   demiş ki: '' biraz fırıldak ,biraz üç kağıtçıyım''. hizmet alabilmek için cabasını anlatıyorken .Bu kadar açık ifade edilebilir mi ,iş bitirmek için , ya da para kazanmak için ya da bir yerlere gelebilmek için , neler yapılması gerektiğini , değil mi ama  ? Çok dürüstçe .Aslında gülmemek aksine , takdir etmek gerekiyor kendisini ..


 ÇEVRE BAKANI ÖZHASEKİ demiş ki: '' İtiraf ediyorum  10 'dan fazla kaçak imam hatip okulu yaptırdım'' .21 yıl belediye  başkanlığı yapmış biri olarak itiraf etmiş . ''Aileler öncelikli olarak çocuklarının temelinin sağlam olması için imam hatip'e yazdırmak istiyorlardı da'' diye de ilave  etmiş .Kaçak temelleri atmış  işte Sayın Özhaseki  , geleceğimize doğru bir bir ,takvim yaprakları koparken .

...
DEVLET BAHÇELİ giriyor araya:'' Türkiye ye bakıyorum, içim acıyor .geleceği düşünüyorum ,keyfim kaçıyor.Dikkat ediyor musunuz , kavga sıradanlaştı , kutuplaşma sertleşti,birbirimizden kopuyoruz, birbirimizi boğazlıyoruz''. ha ha ha ...ayy, hiç güleceğimiz yoktu.Bir zamanlar kürsüde elinde idam ipi sallamıyor muydunuz siz?'' diyesi geliyor insanın .




SUUDİ ARABİSTAN demiş ki: ''Kızıldenizdeki 50 adayı ve 180 km 'lik sahil hattını lüks turizme dönüştüreceğiz.Bölgede muhafazakar yasalar geçerli olmayacak'' ......Vallahi çok iyi düşünmüşler .Bizde kıyılarda sahillerde muhafazakarlık bandı arttığına , turist sayısı da  düştüğüne göre kapar turistleri Suudiler , hem de farklı bilinmeyen bir dünya.Artık sosyetemiz de hac yapıp , bir de sahillere uğrayıp döner ..ha ha ..
derken alttaki haberi atlamayalım lütfen .

TURİZM OTELCİLİK VE MESLEK LİSELERİNDE  içki ve kokteyl hazırlama dersleri kaldırılmış .Bu karar Eğitim Bir Sen Derneğinin  başvurusu üzerine alınmış .TUROFED BAŞKANI diyor ki . '' turistlere süt ve ayran mı içirelim'' Evet . Biz ayran ve süt içirelim , yakında Suudiler başka içecekler içirirler nasıl olsa ..

MELİH GÖKÇEK TWEETLERİ : ne olur yazayım ,:
'' Başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere hepimiz hatalarımızı inkar etmemiş ve yapılan hatalarda kesin olarak dönmeye kararlı olduğumuzu ifade etmişizdir . fetö ile geçmiş yıllarda çektirdiğimiz fotoğrafları twittera koyarak bize geçmişimizi hatırlatmak ve suçlamak su anki fetocuların metodudur.''
bir okuyucusu da  diyor ki ''baştan sona tutarsız bir yazı.Siz hatayı anladınız oldu bitti.Peki o binlerce işten atılan , tutuklanan insanlar aynı şeyleri söyleyince niye olmuyor'' .cesur insanlarda var hala ülkede
Gökçek cevap veriyor:  ''işten atılanlar İTİRAFÇI OLUP BİZİM GİBİ FETOCULARIN PİSLİKLERİNİ ORTAYA KOYSALAR  VE AÇIKTAN MÜCADELE ETSELER SORUN KALMAZ ''  ha ha ha ...Yani türk adaleti , sayın savcılarımız o zavallı insanların itirafçılığını bekliyorsunuz ne ayıp , adam itiraf ediyor işte .Hem de ALENİ ALENİ  işte  ...Daha nasıl anlatsın Gökçek , itiraf edip duruyor işte , İMLA HATASI YAPMIŞ DA burada ..Hata falan değil basbayağı bilinçaltı denir buna . ..Savcılar anlamıyorsa o ne yapsın yani ...Haklı adam ...ha ha ha ...


MECZUP demiş ki '' heykele allahtan gelen mesaj ile saldırdım, pişman değilim , uyuşturucu kullananları ikna ederek dine yönlendirmek için birlikte uyuşturucu kullandım ''  .Vallahi suçsuz adam ...Birincisi mesaj gelmiş , allahın mesajına karşımı gelecek .ikincisi ulvi amaçlar için, insanlık için ,uyuşturucu kullanmış .itiraf etmiş o da...vallahi suçsuz ..
O meczupu en kısa zamanda meydanlardaki demokrasi nöbetlerinde bekliyoruz .EE ŞEY elinde palası olmasa da olur . 


HERKES SALDIRIP DURUYOR .Aile Bakanımız Sayın Fatma Betül Sayan Kaya  bu kez de kardeşinin yardımcısını müsteşar yaptı .Yapacak tabii. Adı üzerinde aile bakanlığı .Beni mi yapacak ,burada siyasetten uzak , oturduğu yerden atıp tutan sizi mi yapacak .Emek verdiler  bu uğurda ,yakışır hepsine , sülalesini yapmalı hatta yetmez...ha ha ha ...

Son olarak da magazine göz atalım .


HİNDİSTAN ' da BÜLENT ERSOY'U BUDA ZANNETTİLER .Buna yorum yapmasak mı acaba ?Fotoğrafları görünce bende zannettim de .ha ha ha ...


       Yaz yaz yaz bir kenara ,bütün sözlerimi ,yanılırsam çık karşıma göster kendini .Yani yaz yaz bitmez bu GÜZEL  ülkemin halleri ...
.
NOT : her şeye gülüyor hale gelmek , iyi bir şey değilmiş aslında .Ciddi bir problemi gösteriyor muş.Sinirlerin yıprandığını galiba .ha ha ha ...