KISACIK BİR ZAMAN DİLİMİNDE
Nereden başlasak yazmaya ,hangi olayı başlangıç kabul etsek .O kadar çok not almışız ki ,yazılacak ,çizilecek ,üzerine konuşalacak ,tartışılacak .Onlarca hatta yüzlerce konu ,KISACIK ZAMAN DİLİMİNDE.
Köprü tarihinden mi başlasak ,''yaptırmam '' diyenlerden mi ,'' bir darbenin başlangıç yeri seçilişinden mi'' ,''hassas dengeler ve köprüye verilen isimlerden mi ''
Che guavera dan mı başlasak ,kahramanlığını mı ,eşkiyalığını mı sorgulasak ,kendi vatanı kahraman kabul etmişken ,Küba büyük elçisi ''düşmanımız bile böyle söylemedi ''derken ,
Meclis başkanımızın kahramanlıklarını mı , ,milli birlik vakfı başkanı iken yaşadığı olayları mı sorgulasak , ya da her sözünün olay olduğunu mu yazsak ,'' laiklik anayasada yer almamalıdır '' demesini mi sorgulasak , ya da ne güzel işte ,takiye yapmıyor ,aleni konuşuyor mu desek ,
yüzlerce gazetecinin sadece düşünceleri ve yazdıkları yazılar yüzünden tutuklandığına şahit olduğumuz günleri mi yazsak ,hemen burada bir yazarın yazdıklarını mı hatırlasak şu anda cezaevi duvarlarının arkasında kalan Aslı Erdoğan'dan alıntı yapsak ve okusak ,
''Demek ki bana burayı verdiler ,kendi yerimi ,kök salabileceğim son yerimi buldum .Kör duvarlar ,sessizce gergin bekleyen ,kilİtli kapı ,içi oyuk bu taştan dünya ......Benim bakışlarım taşları deler geçer ,kat kat taşları ,damları ,alçalan göğün tavanını deler geçer ,karanlığın derinliklerinde yükselir.Çalıp getirir bu dünyanın gecesini ...'' ,
yargının açılışından mı bahsetsek ,adaletin kurumlarının seçilmişlerin de üstünde olduğunu mu yazsak ,''tabi ki cumhurbaşkanına ayağa kalkacaklar ''diyen halkı mı konuşsak ,ama cüppelerin düğmeleri ve ilikleri yoktur diye mi hatırlatsak ,
AKP programına göz atsak,''Herkes özgür olmadıkça ,kimse özgür değildir .........Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar '' cümlelerini okusak ,''ne güzel ,ne güzel'' diye mi bağırsak ,bağırsak en yüksek sesimizle ,yazdıklarını duyursak artık duymayanlara ,unutanlara...
Osmanlı hayranlığını mı yazsak gitgide artan ,yüzümüze yüzümüze çarpan ,zararsız ,hatta birçok insanın masumane olarak hoşuna gidebileceği hamlelere mi baksak.Hasene Sultan Anadolu Lisesi ,Abdülhamit Hastanesi ,Yavuz Sultan Selim köprüsü ve diğerleri ,değerlerimiz ,atalarımız .
Ama biraz da Osmanlı' ya baksak, '' Osmanlı yönetiminde 187 yıl içinde devşirmeler 167 yıl ,Türk kökenliler ise sadece 17 yıl sadrazamlık yapmışlardır '' ( Hikmet Bayur .a.g.y 2.15 ) '' Türk kimliği yönetimin merkezi olan İstanbul'dan uzak ,savaştan savaşa asker toplamak için anımsanan ,Anadolu köylerinde kapalı bir kültür içinde dili ve töreleri ile yaşamıştır .Zaman içinde '' Türk '' yöneticisine o kadar yabancılaştırılmış ki kimi kez '' Osmanlı efendisine '' Türk demek ,hakaret sayılmış ,Türk sözcüğü Anadolu köylüleri için kullanılır olmuştur '' B.Lewis ( Modern Türkiye'nin doğuşu ..alıntı ) ya da '' Abdülhamit'in Araplara ve İslamiyete dayanan siyaseti Türk'ü baş düşman olarak görmekteydi .Onun zamanında Türküm demek ,Türk'ten söz etmek büyük suçtu '' ( Esat Kamil Erkut ...syf 63 ..) cümlelerini tarihçilerden dinlesek ve düşünsek ,
ya da , ya da okuyunca inanamadığım ,bir daha bir daha okuduğum bir manşeti mi okusak ,tüylerimiz ürpererek ..Şırnak Cizre de şehit olan 11 polisten ,26 yaşındaki Gökhan k. nın annesinin sözlerini .Hangi travmayla edilmiştir ,hangi cinnet anı ile söylenmiştir diye mi kabul etsek ve bu sözleri manşete taşıyan gazeteye mi kızsak? . '' şehit annelerine özenirdim '' cümlesini merceğe yatırsak , normal bir beyin yapısının bu sözleri söyleyemeyeceğini kabul etsek,
ya da '' oğlumun düğünü bayramı bugün '' diyen şehit anneleri oldukça bu terör bitirelemez mi desek ,
yabancı bir ülkenin devlet adamının '' size her hafta başsağlığı diliyoruz '' mesajı içimizi acıtırken ,başsağlıklarını her hafta kabul edebilen ülkenin başbakanının hızlı tren esprilerini ve o espriye katıla katıla gülenleri okuyunca ruh halimize ''sakin ol sakin ol ''diyerek o espiriye bir göz atsak '' Kaç dakika tahmin edin .hızlı gidenler 3 dk ,normal gidenleri yaşlılar benim gibiler 5 dk .nereden mi, yenikapı' dan karacaahmet ( mezarlığı ) e geçmiş olacaklar ).Nasıl da gülüyoruz katıla katıla .Tam o sırada Van da ve Hakkari ' de 21 gencimiz şehit mertebesiyle karaca ahmete 3 dk ,değil ,5 dk değil ışık hızıyla geçiyor ,gülerken dökülen gözyaşları acıya dönüşüyor ,yanaklarımızı yakıyor .
Yanaklarımız acıyla yanarken başbakanımız diyor ki '' çözüm falan yok kardeşim .Çözüm vatandaşta '' Ama siz çözmek için oy almadınız mı ?Acıları dindirmeye talip olmadınız mı ?
Kısacık bir zaman diliminde duyduklarımız ,yaşadıklarımız .Bu kısacık zaman dilimi tüm hayatımız aslında.Bu kısacık zaman diliminde hakkımıza düşen adil olmayan ,kandırılmaya mahkum hayatlar mı?Bu kısacık zaman diliminde payımıza düşen hep sevinirken üzülmek ,gülerken ağlamak mı ?Bu kısacık zaman diliminde mutlu olmayı haketmiyor mu bu toprağın insanları ?
Yılmaz Odabaşı şöyle demiş ,
''Kısa bir öyküdür hayat
Uğruna upuzun acılar çektiğimiz
Kısa bir türküdür
Bir kez daha söylemek için delirdiğimiz,''
O halde uğruna upuzun acılar çekip , bir kez daha söylemeye devam edelim türkümüzü ve yaşayalım kısacık öykümüzü .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder